Diyarbakır’da öğretmenlik yapan bir çocuk annesi N.K., geçimsizlik nedeniyle ikinci eşi F.K.’ye boşanma davası açtı. 16 yıl önce ilk evliliğini yapan ve ardından boşanan N.K., iki çocuğu ile birlikte yaşayan F.K. ile evlenmişti.

Boşanma dilekçesinde N.K., eşinin evliliği ciddiye almadığını, evin ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini öne sürerek maddi ve manevi tazminat ile nafaka talebinde bulundu. F.K. ise mahkemeye sunduğu dilekçede, eşinin iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu ve evliliğin gerektirdiği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini belirterek maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talep etti.

Zehirlenme Şüphesi: 2 Çocuk Hayatını Kaybetti, 5 Kişi Ağır Yaralı Zehirlenme Şüphesi: 2 Çocuk Hayatını Kaybetti, 5 Kişi Ağır Yaralı

Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi’nde görülen dava 2 yıl süren yargılama sonunda karara bağlandı. Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğuna hükmederek çifti boşadı.

Mahkemenin verdiği karar, tarafların maddi ve manevi taleplerinin reddedilmesine yol açarken, davanın sonucu emsal teşkil edebilecek bir karar olarak değerlendirildi.

Mahkemenin gerekçeli kararında, şu ifadeler yer aldı:

“Davacı kadının da; eşinin önceki evliliğinden çocukları olduğunu bile isteye evlendiği halde; evlendikten sonra bu çocukları kabullenmeyerek, bu çocuklara karşı düşmanca tavır sergileyerek, bu hususta eşine ve eşinin önceki evliliğinden olan çocuklara karşı sürekli olarak ağır hakaretlerde bulunması, küfürler savurması, küçük düşürücü ve rencide edici söz ve davranışlarda bulunması, eşine ve eşinin önceki evliliğinden dünyaya gelen Burak’a karşı fiziksel şiddet uygulaması nedenleriyle boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Her iki tarafın davranışları sebebiyle ortak hayatın temelinden sarsıldığı ve birliğe devam etmenin artık mümkün olmadığı açıktır. Eşler birliğin temelinden sarsılmasına sebep olan davranışları ile eşit kusurludurlar. Bu halde eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen de mümkün değildir. Açıklanan sebeplerle asıl boşanma davası ile karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir.” Mahkeme, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarını dikkate alarak, davacı kadının yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, karşı davacı erkek yararına karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 3 bin TL tedbir nafakasının davalı kadından alınarak, karşı davacı erkeğe verilmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakanın kararın kesinleşmesini müteakip her yıl ÜFE oranında artırılmasına hüküm verdi. F.K’nin avukatı Ayşegül Birtane İpek, vekili olarak kadının açmış olduğu boşanma davasına karşılık, karşı dava açarak hem boşanmayı, boşanma ile birlikte boşanmanın feri niteliğinde sayılabilecek talepleri olduğunu söyledi.

Bunlarda biri de yoksulluk nafakası olduğunu belirten İpek, “2 yıl süren dava yaklaşık bir ay önce neticelendi. Yerel mahkeme tarafları eşit kusurlu sayarak boşanmaya karar verdi. Boşanmayla birlikte erkek müvekkilimiz sürekli bir gelirinin olmadığından, düzenli bir geliri olmadığından, işi olmadığından ötürü lehine nafakaya hükmetti. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunun 175. Maddesinde yer alan yoksulluk nafakasının kanunda yer alan şartları mevcuttur. Bunlardan en önemlisi daha ağır kusuru olmamak şartı ile nafaka hükmedilir” dedi.

Meskûn boşanma davasında müvekkilinin eşinden daha kusurlu olmadığına mahkemenin kanaat getirdiğini aktaran İpek, şunları söyledi:

“Düzenli bir geliri olmadığı sosyal- ekonomik durum araştırması neticesinde tespit olunduğundan ve lehine nafakaya hükmedildi. Nafaka olarak kadın eş öğretmen müvekkilimizde dediğim gibi dava devam ederken işini kaybetmesinden ötürü, düzenli bir geliri de olmadığından 3 bin tl olacak şekilde hükmedildi. Tabi karar taraf vekilleri olarak hem biz tarafından hem karşı tarafın vekili tarafından üst mahkemeye taşındı. Bu durumun değerlendirmesini tabi ki üst mahkemede yapacak. Bölge Adliye Mahkemesine davayı taşıdık.” Öte yandan N.K’nın avukatı karara ilişkin görüş bildirmedi.

Kaynak: İHA