Ömer Kök ve eşi Nurkadın Kök tarafından işletilen tarihi değirmen, teknolojinin gelişmesiyle kaybolmaya yüz tutan geleneksel mesleklerin son temsilcilerinden biri.
Bahar Aylarında Doğal Üretim
Yalnızca bahar aylarında, su seviyesinin yeterli olduğu dönemlerde çalışan değirmende ata buğdayı öğütülerek esmer un elde ediliyor. Ömer Kök, değirmenciliğin artık sezonluk bir iş olduğunu belirterek, suyun akışına göre çalıştıklarını ifade ediyor.
Son Usta: “Çırak Yok, Benden Sonra Bu İş Bitecek”
Meslekte çeyrek asrı geride bırakan Ömer Kök, Bozkır’daki son değirmenci olduğunu dile getiriyor:
“Bugün ben bıraksam, bu değirmende un öğüten kimse kalmaz.”
Eşiyle birlikte değirmeni işleten Kök, işi tamamen doğal yöntemlerle, elektrik kullanmadan gerçekleştirdiklerini, kaya tuzuyla unun ömrünü uzattıklarını belirtiyor.
Unun Doğallığıyla Tercih Ediliyor
Un almaya gelen vatandaşlar da geleneksel yöntemlerle üretilen buğday ununu tercih ettiklerini vurguluyor. Emekli öğretmen Ali Tanrıverdi, “Eskiden bizim kasabada 18 su değirmeni vardı, şimdi sadece bir tane kaldı. Çağlayan’da bu değirmeni bulduk” diyerek değirmenin önemine dikkat çekti.
Kültür Mirasını Geleceğe Taşımak İstiyor
Ömer Kök, değirmencilik kültürünü yaşatmak için yanında çalışacak ve işi öğretebileceği bir çırak aradığını da belirtiyor: “Biz ölmediğimiz müddetçe devam edeceğiz. Eğer ömrümüz yeterse birine öğretip bu kültürün yaşamasını sağlayacağım.”
Konya Bozkır’daki bu değirmen, hem nostaljik bir geçmişi yaşatıyor hem de doğal üretimiyle dikkat çekiyor. Ancak usta kalmayınca bu tarihi sesin de susması an meselesi. Kök ailesi, hem geçmişin hem de doğal üretimin izini sürerek bu değerli mirası ayakta tutmaya çalışıyor.