Osmanlı İmparatorluğu’nun büyüme ve güçlenme döneminde Anadolu’nun en önemli siyasi oluşumlarından biri olan Karamanoğulları Beyliği, Fatih Sultan Mehmet’in yönetiminde Osmanlı'nın hedeflerinden biri haline geldi. Bu dönemde Osmanlı, hem Anadolu’da birliği sağlamayı hem de siyasi ve askeri rakiplerini bertaraf etmeyi amaçlıyordu. Karamanoğulları Beyliği, bu süreçte Osmanlı’ya karşı direnç göstermeye devam eden önemli bir güç olarak dikkat çekti. Peki, Fatih Sultan Mehmet Karamanoğulları ile nasıl bir mücadele verdi?

Karamanoğulları Beyliği ve Osmanlı 

Karamanoğulları Beyliği, Türkiye Selçuklu Devleti’nin dağılmasının ardından Orta Anadolu’da kurulmuş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Anadolu’da güçlenme çabalarına karşı zaman zaman Akkoyunlular gibi bölgesel güçlerle iş birliği yaparak Osmanlı’ya meydan okumuştu. Bu durum, Osmanlı yönetimi tarafından Anadolu’da istikrarın önündeki engellerden biri olarak görülüyordu.

Garipçe neyi meşhur? Garipçe neyi meşhur?

Fatih Sultan Mehmet, 11 Ağustos 1473’te Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a karşı Otlukbeli Savaşı’nda kesin bir zafer kazandı. Bu zafer, Osmanlı’nın doğu sınırlarını güvence altına alırken Fatih’in Anadolu’ya yönelik stratejilerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Akkoyunluların yenilgiye uğratılmasının ardından Osmanlı, Karamanoğulları üzerine yoğunlaşarak bölgedeki direnişi tamamen ortadan kaldırmayı hedefledi.

Karamanoğulları’nın Sonu

1474 yılında Fatih Sultan Mehmet, Karamanoğulları Beyliği’nin direnişini tamamen sona erdirdi. Osmanlı ordusunun Karamanoğulları topraklarına girmesiyle birlikte beylik tarih sahnesinden silindi ve toprakları Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine geçti. Bu süreç, Anadolu’da Osmanlı’nın hakimiyetini pekiştirdi ve Türk siyasi tarihinde önemli bir dönemin kapanışını simgeledi.

Fatih Sultan Mehmet’in Karamanoğulları’nı ortadan kaldırması, Osmanlı’nın Anadolu’da siyasi birliği sağlaması açısından kritik bir adımdı. Bu birleşme, Osmanlı’nın ilerleyen dönemde daha güçlü bir devlet yapısı kurmasına zemin hazırladı. Ayrıca Karamanoğulları gibi önemli bir siyasi ve kültürel yapının sona ermesi, Türk tarihinin farklı bir evreye geçişine işaret etti. 

Kaynak: HATİCE KÜBRA SARI