Kefaret, işlenen bir hata, günah ya da suçun telafisi için yapılan davranış ya da ödenen bedeldir. Peki, kefaret yalnızca ibadetle mi olur? Hangi durumlarda sadaka vermek, oruç tutmak ya da başka bir yükümlülük yerine getirmek gerekir? “Kefaretini ödedi” ifadesi günlük dilde neyi anlatır? Tüm detaylar ve örnekler haberimizde…
Kefaret, bir kişinin işlediği bir günahı, hatayı ya da suçu telafi etmek için yaptığı davranış, ödediği bedel ya da yerine getirdiği ibadet anlamına gelir.
Daha sade bir ifadeyle, kefaret; yanlış bir davranışın ardından o hatayı düzeltmek veya affedilmesini sağlamak amacıyla yapılan iyi bir iş veya verilen bir karşılıktır. Bu bir para cezası, ibadet (örneğin oruç, namaz), sadaka ya da başka bir tür yükümlülük olabilir.
Örnek: Bir kimse yeminini bozarsa, bu davranışının kefareti olarak yoksullara yemek yedirmek ya da oruç tutmakla yükümlü olur.
Günlük dilde ise, “kefaretini ödedi” ifadesi, “yaptığı hatanın bedelini ödedi” anlamında mecazen kullanılır.