Kolon kanseri yani halk arasında kalın bağırsak kanseri olarak bilinen hastalık kolonun iç kısmında bulunan dokunun normalin dışında ve düzensiz bir şekilde büyümesi ile başlayan kanser türüdür.
Uzmanlara göre, modern yaşam tarzı, düzensiz beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz bir yaşam, kolon kanseri vakalarının artmasında etkili olabilir. Ayrıca genetik faktörler de bu kanser türünün ortaya çıkma riskini etkileyebilir.
Kolon kanserinin en önemli belirtileri nedir?
Karın ağrısı
Kilo kaybı
Kabızlık – İshal
Karın bölgesinin altında ele gelen kitleler
Normal dışı dışkı rengi
İştahsızlık
Mide bulantısı
Rektumda kanama
Kolon Kanseri Tedavisi Nedir?
Kolon kanserinin etkili bir tedavi protokolü, hastanın yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırmaya odaklanmaktadır. Bu hastalığın potansiyel tetikleyicisi olan polipler, genellikle erken aşamada gerçekleştirilen kolonoskopik müdahalelerle çıkarılır. Hastaların tedavi sürecinde cerrahi müdahale, özellikle ilk evrelerde kaçınılmaz bir gereklilik arz eder. Bu aşamada, tümörlü kısımlar cerrahi operasyonlarla uzaklaştırılır. Son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde kalın bağırsak kanserinde yaşam süresinde gözle görülür bir artış kaydedilmiş ve hastaların tedavi şansları önemli ölçüde yükselmiştir. Hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla kullanılan çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır.
İnvaziv cerrahi yöntemlerden biri, kolonun belirli bir bölümünün kesilerek çıkarılması işlemine verilen kolektomi adını taşır. Bu radikal tedavi, genellikle etkili sonuçlar doğurur.
Torbaya dışkılama: Kolonun son bölümü alındığında, bu uygulama sıkça tercih edilir. Operasyon sonrasında bağırsağın beklenen işlevlerini yerine getirebilmesi için, geçici bir süre ince bağırsak karın bölgesine açılarak buradan dışkılama sağlanabilir. Bu durumda, hastanın anüs yakınında bir torbaya dışkılama yapması gerekebilir.
Kalın bağırsak kanserinde sadece tümörün çıkarılması yeterli olmayabilir. Kanserin yayıldığı alanlarda, dokuların ve organların kısmen alınması gerekebilir. Bu, genellikle sadece kanserli dokuların alınması durumunda, kalan dokularda hastalığın tekrar nüksetme riskinin bulunmasıyla açıklanabilir. Bu nedenle, ileriye dönük tedbirler almak, olası rekürrens durumlarını önlemede önemli bir rol oynayabilir.