Bir dönem çok fazla yaygınlaşan ve insanlar da endişe yarattığı bilinen suçiçeği hastalığı ile alakalı merak edilen sorular arasında yer alan Su çiçeği Aşısını Kim Bulmuştur? Su Çiçeği Nedir? Su Çiçeği Belirtileri Nelerdir? Su Çiçeği Tedavisi Nasıl Yapılır? Detaylar haberimizde…
Su çiçeği Aşısını Kim Bulmuştur?
Suçiçeği hastalığı, sıklıkla çocukluk zamanın da cilt üzerine yayılan ve kaşıntılı, içi sıvı dolu ve bulaşıcı olan döküntülü bir virüs enfeksiyon şekli olarak bilinmektedir. Suçiçeği virüsü genelde çocukluk döneminde yaşanan enfeksiyon olarak bilinen ve belirtileri ise ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı ve iştah kaybına neden olan belirtileri olduğu uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda yer almaktadır. Suçiçeği enfeksiyonu genellikle hayat boyunca tam bağışıklık bırakarak iyileştiği ve bununla birlikte suçiçeği geçiren kişilerde bağışıklık sisteminin zayıfladığı ve bu hallerde ortaya çıkan zona hastalığı gelişmesi de mümkün olduğu söylenmiştir. Suçiçeği hastalığının ise çocukluk döneminde 1 yaş itibariyle uygulanan ve 4-6 yaşta hatırlatıcı doz ile uygulanan aşılar sayesinden tüm çocuklara önerildiği bilinmektedir. Suçiçeği aşısı sıklıkla aşı takviminin bir parçası olarak hayatın ilk yılı tamamlandığında rutin olarak uygulandığı da bilinmektedir. Merak edilen sorulardan biri olan Suçiçeği aşısının kimin bulduğudur. Suçiçeği aşısını İngiliz Cerrah olarak bilinen Edward Jenner isimli cerrahın bulduğu bilinmektedir. Suçiçeği genellikle çocukluk döneminde geçirilen ve aşıyla birlikte bunun önüne geçildiği bilinen bir enfeksiyonlu virüs olarak bilinmektedir. Çocukluk ve bebeklik döneminde uygulanan aşılar bu virüsün önüne geçtiği de uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucu gözlemlendiği de söylenmiştir. Suçiçeği hastalığının çok bulaşıcı olduğu ve bulaşma yolunun ise insandan insana, damlacık ve havayolu ile virüs tükürük bezlerinde bulunan kuluçka süresinin 13-22 gün olduğu Su çiçeği geçiren bir kişi hastalık belirtileri başlamadan iki gün önce hastalığı bulaştırmaya başladığı da açıklanmıştır. Bulaşıcılık yaralar kabuklanıncaya kadar devam etiği de söylenmiştir.