Ramazan ayının 11’inci gününde Karaman İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan basın açıklaması kamuoyunda bomba etkisi yaratırken vatandaşları da ikiyi böldü. Okulda, çarşıda pazarda kime yolumuz çıksa 7’den 70’e herkesin bize sorduğu soru “İl Sağlık Müdürlüğü bu açıklamayı yapmak için neden bu kadar bekledi?” oldu. Bu gecikme, şeffaflık ve kriz yönetimi konusunda ciddi bir soru işareti oluşturdu. Su, hayatın temel kaynağıdır ve vatandaşlar, sorun fark edilir edilmez yetkililerden hızlı bir tepki bekler. Ancak, açıklamanın geç yapılması, sağlık otoritelerinin durumu yeterince ciddiye almadığı izlenimini yarattı. Bu tür krizlerde hız, güvenin teminatıdır; oysa geçen zaman sadece endişeleri büyütmekle kalmadı, aynı zamanda kamu kurumlarının krizlere nasıl yaklaşması gerektiğine dair önemli bir ders verdi.

Vatandaşı ortak noktada buluşturan su sorunu siyasetinde gündeminde yer edinirken vatandaş çözümü evine arıtma taktırma, hazır su alımı ya da en yakın tatlı su kaynağına giderek su doldurmada buldu. Olan yine kendi göbek bağını kendisi kesmek zorunda kalan vatandaşa oldu dedirten sorunda “Suyun siyaset malzemesine dönmesi” vatandaş cephesinde karşılık bulmadı.

“Susuz Kalmamak Adına Alınması Gereken Bir Ders Olarak Görülmeli”

Karaman Belediyesi Çeşme Suyu Hakkında Ne Dedi ? Beklenen Açıklama Geldi Karaman Belediyesi Çeşme Suyu Hakkında Ne Dedi ? Beklenen Açıklama Geldi

Karaman’da yaşanan bu su sorunu, şehrin su kaynakları ve yönetimiyle ilgili daha ciddi bir dersin alınması gerektiğini bizlere gösterdi. Türkiye’nin pek çok yerinde su fiyatları artarken, Karaman’da suyun ucuzluğu, bazen halk arasında bir avantaj gibi görülse de aslında uzun vadede sürdürülebilirlik açısından büyük bir tehlike.

Karamanlılar olarak, başka şehirlerdeki yakınlarımızla sohbet ederken suyun ucuzluğu üzerinden övünmek yerine, bu kaynağın korunması ve doğru şekilde yönetilmesi adına gerçekçi çözümler üretmek zorundayız. Vatandaş olarak bizler için kabullenmesi zor olsa da su fiyatlarında yapılacak bir artış, sadece kaynakların korunmasına yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda gelecekte yaşanabilecek su krizlerinin önüne geçmek için de önemli bir adım olacaktır.

Sonuç olarak Karaman Belediyesi ve Karaman İl Sağlık Müdürlüğünü karşı karşıya getiren bu açıklamalarda kurumların birbirine karşı takındıkları tutumun okula çocuğu giden bir ebeveynin “Okulda zorunlu olmadıkça su kullanma” ya da diş fırçalayacak, abdest alacak bir evladın anne babasına “Suyu kullanmayın, su siparişi verdim. Meyve sebzenize varana kadar hepsini ondan yıkayın” yalvarışlarına dönüştü. Hatta dahası bu açıklama şehrin temel ihtiyacı olan suyun kullanılmasının bir "yasak" gibi gösterilmesine dönüştü.

Karaman’daki su kriziyle ilgili yaşanan belirsizlik, her iki kurumun farklı açıklamalar yapmasından kaynaklanıyor. Bu sorunu çözmenin en net yolu, Karaman Belediyesi ve İl Sağlık Müdürlüğü'nün bir araya gelerek, halkın anlayabileceği bir dille ve canlı yayında ortak bir basın açıklaması yapmasıdır. Farklı açıklamalar yapmak, sadece bilgi kirliliği yaratır ve vatandaşların her iki kurumun mesajlarını birbirinden ayıklamasına neden olur. Açıklamanın tek bir kaynaktan ve açık bir şekilde yapılması, herkesin aynı noktada buluşmasını sağlayacaktır.

Kaynak: Senem Yavuzaslan