Tengricilik, Avrasya steplerinde doğmuş ve Türk ile Moğol halklarının binlerce yıl boyunca inandığı bir dini inançtır. Şamanizm ve animizmle derin bağları olan Tengrizm, "Gök Tanrı" olarak bilinen Tengri'ye tapınmayı esas alır. Eski Türk ve Moğol inançlarında, Gök Tanrı (Kök Tengri) sadece bir tanrı figürü değil, aynı zamanda tüm evrenin düzenini sağlayan yüce bir varlık olarak kabul edilmiştir.
Tengricilikte, doğa, hayvanlar ve insan arasındaki ilişki kutsaldır. Animizm ve totemcilik de bu inanç sisteminin önemli bileşenleri arasında yer alır. Her şeyin bir ruhu olduğuna inanılır ve doğadaki her varlık kendi kutsal ruhuna sahiptir. Bu yüzden doğa ile uyum içinde yaşamak, bu inancı benimseyen halklar için büyük bir önem taşır.
Tengri’nin insanlarla doğrudan bir ilişkisi olduğu kabul edilir. İnsanlar, Tengri’ye dua eder, rüzgarın ve göklerin gücünden ilham alır ve hayatın her anında onun izlediği yolda gitmeye çalışırlar. Eski Türkler, Tengri’yi gökyüzü ile özdeşleştirirken, Moğollar da aynı şekilde Tanrı'yı Gök Tanrı olarak kabul etmişlerdir. Bu inanç, sadece dini bir öğreti değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi ve kültürel kimlik olmuştur.
Tengricilik sadece tarihsel bir inanç sistemi olarak değil, aynı zamanda halkların kültürel mirası olarak yeniden keşfedilmektedir. Tengri'nin ve doğanın birleştiği bu inanç, günümüzde farklı coğrafyalarda hem ruhsal bir arayışa hem de kültürel kimlik arayışına hizmet etmektedir.
