Bu durum hem anne adayı, hem bebek açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle yüksek şeker seviyeleri kontrol altına alınmazsa bebeğin kalbini etkiliyor ve ani bebek ölümü dahil birtakım problemlere yol açabiliyor. Hiçbir test hamilelikte şeker yüklemenin yerini tutmaz”dedi.
Günümüzde yaşam şartlarının değişmesi nedeniyle tüm toplumda obezite gidere artıyor. Anne adaylarında da yanlış beslenme ve hareketsizlikten dolayı obezite soruna yol açmaya başladı. Hamilelikte obezite şeker, tansiyon gibi ciddi hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Öyle ki, 60 sene önce her 100 hamilenin sadece 1’nde şeker tespit edilirken, günümüzde her 100 hamilenin 10’unda şeker ortaya çıkıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Faruk Buyru, hamilelerin şeker hastalığı ile karşılaşma riskinin her geçen gün arttığına dikkat çekti.
“Hamilelikte yüksek şeker bebekte ani ölüm nedeni”
Hamilelikte yüksek şekerin birçok riski beraberinde getirdiğini vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Faruk Buyru, “Bundan 60 yıl kadar önce gebeliğe bağlı şeker hastalığı yüzde 1 oranında görülürken, yani her yüz gebeden birinde şeker hastalığına rastlanırken, bugün her 100 gebeden 10’nda yüksek şekerle karşı karşıya kalıyoruz. Hamilelikte yüksek şeker bebekte ani ölüm nedeni. Bu durum hem anne adayı, hem bebek açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle yüksek şeker seviyeleri kontrol altına alınmazsa bebeğin kalbini etkiliyor ve ani bebek ölümü dahil birtakım problemlere yol açabiliyor. İri bebek nedeniyle doğum esnasında bebeğin omzunun takılması, doğum travmalarının daha fazla olması, sezaryen riskinin fazla olması, doğumdan sonra bebeğin şekerinin ani düşüşü ve yoğun bakım ihtiyacının fazla olması gibi problemler ortaya çıkabiliyor” diye konuştu.
Hamilelikte şekerin ortaya çıkarılması için şeker yükleme testinin yaptırılması gerektiğini kaydeden Prof.Dr. Faruk Buyru, “Hamilelikte şeker yükleme testi şart. Tüm anne adaylarına 24-28 hafta arasında şeker yükleme testlerinin yapılmasını öneriyoruz. Test aç karnına 50 veya 75 gram glikozlu bir içecek verip, bir ya da iki saat sonra anne adayının kan şekerine bakılıyor. Eğer şeker yüksek bulunursa anne adayı gebeliğe bağlı şeker açısından risk altında olduğu anlamına geliyor. Şeker yükleme testi yüksek olan anne adaylarının yüzde 80’inde diyet ve egzersiz ile şekeri kontrol altına almak mümkün. Diyet ve egzersize rağmen şeker yine yüksek seyrediyorsa o zaman birtakım ilaçlarla gebeliğe bağlı şekerin anneye ve bebeğe zarar vermesini önlemek mümkün olacaktır. Bu durumda insülin ya da benzer ilaçlar kullanıp annenin şekerini kontrol altına almak gerekir. Eğer annenin ailesinde şeker hastalığı varsa, gebelik öncesi kilosu yüksekse ve gebelikte fazla kilo aldıysa ya da bebek ultrasonografide büyük, suyu fazla ise bu belki daha erken yükleme ya da şeker kontrolünü gerekebilir. Bu durumda 24 haftadan önce de şeker testi yapılabilir. Anormal ise bu haftadan itibaren önlem alınır. Eğer normal ise yine 24-28 haftası arasında testi tekrarlamak gerekir” dedi.
“Hiçbir test şeker yükleme testinin yerini tutmaz”
Şeker yükleme testinin yan etkisi olmadığını ve testten kaçınmamak gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Buyru, “ Tabii ki bütün anne adaylarında açlık, tokluk kan şekerine, gebelik öncesinde veya gebelik ortaya çıktıktan sonra 3 aylık şeker ortalamasına bakılabilir. Ama bunlar hiçbiri şeker yükleme testinin yerini tutmaz. Bunun yapılması gerektiğini, yapılmadığında olabilecek riskleri anne adayına anlattığınız takdirde çoğu anne adayı yaptırıyor. Ama maalesef bazen sosyal medyada yer alan bir takım olumsuz, gerçek olmayan bilgilerle, haberlerle yaptırmak istemeyen anne adayları da oluyor. Bunların da mutlaka açlık tokluk kan şekerlerini izlemeleri, en azından bir süre şeker açısından bir problem olup olmadığını ortaya koymak gerekir. Bugün yurt dışında doğuma gittiğinizde örneğin Amerika'da doğum yapan anne adayları eğer şeker yükleme testi yapılmadan gittiyse, mutlaka doğum öncesinde gebelik haftası ne olursa olsun orada yaptırmasını istiyorlar” dedi.
Kaynak: İHLAS HABER AJANSI