Nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye’nin 9. Büyükşehri.

Türkiye’nin önemli şehirlerinden Gaziantep; sanayisiyle, ticaretiyle, gastronomisiyle ilk sıralarda yer alır.

Geçen sene çekimlerim için Gaziantep’e gitmiştim. Gerek lezzetli yemekleri ile, gerekse gezilecek yerleri ile keyif aldığım bir şehirdi.

Bakırcılar çarşısı, elmacı (almacı) pazarı, mozaik müzesi, Zeugma antik kenti, oyun ve oyuncak müzesi, mutfak müzesi, vs.

Milyonlarca turiste ev sahipliği yapan şehir, her noktasında ayrı bir lezzet de sunar. ülkemizin gastronomi merkezlerinden biri olan Gaziantep; misafirperver insanı, her köşesinden tarih fışkıran mabetleri, göz kamaştırıcı doğası ve UNESCO tarafından tescillenen, benzersiz mutfak kültürü ile dikkat çeker.

Seyahatim esnasında tattığım bütün lezzetlere hayran kalmıştım, bunların başında Antep’e özgü ;

Gaziantep baklavası, beyran çorbası, nohut dürüm, küşleme, katmer, lahmacun, menengiç kahvesi, künefe, kahke bunların başlıcaları arasında yer almaktadır.

Antep’te gitme fırsatı bulduğum, başlıca lezzet duraklarını sıralarsam;

Metanet beyran, Kebapçı Halil Usta, Küşleme Kebaphan, Mutfak Sanatları Merkezi, Tahmis kahvesi, dürümcü Recep usta, İmam Çağdaş kebap ve baklava, Koçak baklava, Çelebioğulları baklava, Şireli baklava, baklavacı Güllüoğlu, Katmerci Zekeriya Usta, Aşina Gaziantep mutfağı, Üçler kebap lahmacun. Hepsinin kendine özgü lezzetleri vardı.

Bu işletmeler arasında Mutfak Sanatları Merkezi (MSM); Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iştirakidir. Gaziantep’in yöresel lezzetlerinin tanıtılması amacı ile kurulmuş, keyifli bir mekandı.

Şehirlerde bu tarz restaurantların , o şehre ait hediyelik eşya satan dükkanların, yöresel ürünlerinin satıldığı, tanıtıldığı yerlerin olması gerek şehirlerin tanıtımına, gerekse şehirlerin ekonomisine katkıda bulunduğunu hatırlatarak, Karaman’ımızda da bu tarz yerlerin oluşturulması şehrimizin tanıtımına büyük katkı sağlayacaktır.

Gaziantep’te gittiğim restaurant işletmecelerini, arkadaşlarımı, dostlarımı aradım. Ulaştıklarım ve ulaşamadıklarım oldu. Maalesef çok üzgünüm. İnşaallah bir daha böyle bir felaket yaşamayız. Depremden zarar görmüş şehirlerin hızlı bir şekilde tarihi kültürünü yaşatarak inşaa etmeliyiz. Yeniden sanayisini, iş yerlerini, okullarını aktif hale getirerek eski günlerdeki gibi olmasa da o günleri aratmayacak şekilde faal hale getirmeliyiz.

Deprem felaketinde vefat edenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara sağlık ve sabırlar dilerim.