“Adalet, Anadolu'nun her karış toprağına sinmiş tanrısal bir kavram... Varlığıyla dünyayı ayakta tutan, yokluğuyla kıyametleri kopartan, yeryüzünün direği...
Bugün Nemesis gibi adaleti simgeleyen nice inanç ve öğretinin bıraktığı binlerce yıllık kültür mirası iğdiş edilip adalet yerle bir edilse de, Anadolu hep düştüğü yerden kalkmasını bildi... Yolu Anadolu'ya düşenler, nice kibirle ve iktidar hırsıyla yanıp tutuşarak bu kadim topraklarda binlerce yıllıdır gönülden gönüle, elden ele, günden güne inşa edilen insanlık kalelerini düşürmeye çalıştıkça sonunda hep kendileri düştüler... Çünkü Anadolu düşürülemez, Anadolu'ya düşülür!"
Anadolu'nun binlerce yıllık köklü inanç geleneğinde onlarca tanrı, tanrıça ve kült varoldu, etkiledi, etkilendi ve ardında bir iz bırakarak tarih sahnesinden çekildi...
Nemesis de onlardan biriydi...
Neolitik çağdan bu yana yaşadıkları coğrafyanın onlara sunduklarıyla, toprağı, inancı ve kültürü biçimlendiren dağlık Pisidia halkının Helen kültüründen etkilenmesiyle geçmişin ana tanrıçalarının yerini giderek yenileri aldı...
Pisidia'nın görkemli kentlerinden biri olan Sagalassos'ta (Ağlasun-Burdur) bulunan adalet tanrıçası Nemesis'in heykeli, bugün Sagalassos'un diğer kültür hazineleriyle birlikte Burdur Müzesi'nde sergileniyor...
Hak dağıttığına inanılan Nemesis, geçmişin Anadolu insanına kimsenin ahının kimsede kalmayacağı duygusunu hissettiriyordu...
Kişisel hırsın ve kibrin öteden beri pek de kabul görmediği bu topraklarda, 'narsist' ifadesinin de kaynağı olan kendini beğenmiş, kibirli Narcissus'u suyun yüzeyine yansıyan kendi görüntüsüne aşık edip gölde boğulmasına neden olan Nemessis'in yarattığı inanç, ilahi adaletin bir gün mutlaka yerini bulacağını anlatıp durdu...
Kılıç, terazi, kamçı, çetele, elma ve dişbudak ağacının dallarıyla resmedilerek varlığı tarihe not düşülen Nemessis, binlerce yıldır Anadolu'nun kibirle yönetilemeyeğini anlatıp durur hala...
Adalet, Anadolu'nun her karış toprağına sinmiş tanrısal bir kavram...
Varlığıyla dünyayı ayakta tutan, yokluğuyla kıyametleri kopartan, yeryüzünün direği...
Bugün Nemesis gibi adaleti simgeleyen nice inanç ve öğretinin bıraktığı binlerce yıllık kültür mirası iğdiş edilip adalet yerle bir edilse de, Anadolu hep düştüğü yerden kalkmasını bildi...
Yolu Anadolu'ya düşenler, nice kibirle ve iktidar hırsıyla yanıp tutuşarak bu kadim topraklarda binlerce yıllıdır gönülden gönüle, elden ele, günden güne inşa edilen insanlık kalelerini düşürmeye çalıştıkça sonunda hep kendileri düştüler...
Çünkü Anadolu düşürülemez, Anadolu'ya düşülür!
Elleri ve gövdeleriyle Torosların yalçın kayalıklarından bugüne gülümseyen bu düş bahçesinin mirası, bu güzel topraklarda adaleti yeniden yeşertecek...
Çünkü Anadolu, yeryüzünün henüz çözülemeyen sırrıdır...
Çünkü Anadolu toprağı, kibirden inşa edilmiş görkemli kalelerin kırıklarıyla doludur...
(Araştırmacı Gazeteci Yazar Yusuf YAVUZ)