Panik atak sırasında yaşanan çarpıntı, göğüs sıkışması ve nefes darlığı gibi belirtiler sıkça kalp kriziyle karıştırılıyor. Peki, panik atak kalp krizine yol açar mı? Bu durumlar kalp damar sağlığını uzun vadede nasıl etkiler? Stres hormonlarının kalp üzerindeki etkisi nedir? İşte detaylar...
Panik atak, beklenmedik şekilde ortaya çıkan yoğun korku ve kaygı nöbetleriyle kendini gösteren bir rahatsızlıktır. Bu ataklar sırasında bireyde çarpıntı, göğüste sıkışma, nefes darlığı ve baş dönmesi gibi semptomlar görülebilir. Söz konusu belirtiler, çoğu zaman kalp kriziyle karıştırılabildiği için, panik atak geçiren kişiler ciddi bir kalp rahatsızlığı yaşadıklarını düşünebilir.
Her ne kadar panik ataklar kalp krizini taklit eden belirtilerle ortaya çıksa da, doğrudan kalp krizine neden olduğu söylenemez. Ancak sürekli yaşanan panik atakların, zamanla kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceği uzmanlar tarafından dile getirilmektedir. Özellikle panik bozukluğun depresyonla birlikte görüldüğü vakalarda kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin arttığı bilinmektedir.
Bu ataklar esnasında vücudun stres hormonları olan adrenalin ve kortizol yüksek oranda salgılanır. Bu hormonların sık sık devreye girmesi, kalp atışlarının hızlanmasına ve tansiyonun yükselmesine neden olur. Uzun vadede bu durum kalp damar sistemi üzerinde baskı oluşturabilir ve çeşitli rahatsızlıklara zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, panik ataklar doğrudan kalp kriziyle sonuçlanmaz; ancak sık tekrar eden ve tedavi edilmeyen durumlar, kalbin genel sağlığı üzerinde bazı riskleri beraberinde getirebilir. Bu yüzden panik atak yaşayan bireylerin tıbbi destek almaları ve uygun bir tedavi süreciyle bu krizlerin kontrol altına alınması büyük önem taşır.