Savunmasız bir çocuğun “cansız bedeni bulundu “ haberini duymak kadar daha acı bir haber olabilir mi?
Daha 3 yaşında idi. Acı haber gelmişti. Küçük Müslüme’nin cansız bedeni bulunmuştu. Tüm Türkiye olarak Müslüme’den günlerdir gelecek küçük bir umutla yaşadık, ailenin acısına uzaktan da olsa paylaştık. Kelimeler boğazıma düğümlendi. Umutla beklediğimiz koskoca 10 gün.. ve müslüme melek oldu.
Ülkemizde her gün bir kadın ve çocuk cinayetiyle güne başlıyoruz. Kim, neden kıyar?
Ve.. bir kayıp haberi aldığımızda direk ölüm düşünür hale geldik. Ve eğer bir cansız beden bulunmuşsa eceliyle ölmüş olsun diye dua eder olduk. Açlıktan, susuzluktan ölmüş olsun diye dua eder olduk... Kimse dokunmamış olsun. İstismara uğramamış, boğazı kesilmemiş olsun da donarak ölmüş olsun der olduk. Ne acı…
Bir umut, bir sevinci öldürür hale geldiniz. Duygusal ama bir o kadar duyarsızlaştık. Her defasında son olsun bu acılar demekten yorulduk, sosyal medya hesaplarından paylaşmak yetmiyor. Artık dur deme vaktiniz geldi!
Ve Cahit Zarifoğlu’nun en sevdiğim dizesi dilime düşüyor. “Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim...”
Ah be Yörük kızı içimizi yaktın.