Göçler, savaşlar, ticaret ve dinler, toplumlararasında kültür etkileşimini, kültür alış-verişini ve kültürlerin yayılmasını ortaya çıkarırlar.
Belli bir kültür yapısına ulaşmış toplumlar, göç etmeleri sonucunda gerek göç ettikleri yerlere ulaşmada geçtikleri yerlerdeki; gerekse göç ettikleri yerlerdeki kültürlerden etkilenirler ve yerli kültürleri de etkilerler. Böylece yeni bir kültürel yapı oluşur.
Tarihte en önemli göçler:
Kolonilerin kurulması.
Türklerin, Orta Asya’dan Batı’ya doğru göç etmeleri.
Oğuz göçleri.
Müslümanların, Mekke’den Medine’ye göç etmeleri.
Afrika ve Avrupa’da yeni bir siyasal ve hukuksal yapının oluşmasında etkili olan Kavimler Göçü.
Amerika’nın keşfinden sonra Kuzey ve Güney Amerika’ya İngiliz, Fransız ve İspanyolların göçlerini anabiliriz.
Savaşlarla ilgili olarak:
Perslerin İonya ve Yunanistan’daki şehir devletleriyle yaptıkları savaşlar.
Roma ile Kartaca arasında yapılan savaşlar. İskender’in Doğu Seferi ve bunun sonucunda oluşan Hellenizm kültürü.
Emevilerin Çin ile yaptıkları Talas Savaşı ve savaş sonrasında Türkler arasında İslamiyet’in yayılmasında yoğunluk oluşması.
Yine Emevilerin Kuzey Afrika ve İspanyayı almaları.
Haçlı Savaşları.
Cengiz Han’ın Batı’ya yönelmesi…
Osmanlıların, Orta Avrupa’da yayılması,
İspanyolların Güney Amerika’yı almaları, aktarılabilir.
Ticaret olarak:
Yunanlılar, İonyalılar ve Fenikeliler koloni kurdular.
Haçlı Savaşları sonucunda, Akdeniz limanları ticari yönden önem kazandılar.
Coğrafya Keşiflerinin yapılması ve bunun sonucunda Akdeniz limanlarının önemlerini kaybetmeleri ve İngiltere, İspanya, Portekiz, Fransa, Hollanda gibi ülke limanları önem kazandılar.
Bu limanlarla Hindistan, Çin, Sumatra, Cava, Yeni Zelanda, Mısır gibi ülkelerle kültür etkileşimleri oldu ve bu yörelerde Batı kültürü yayıldı.
Din olarak:
Hıristiyan ve İslam dinleri yayıldıkları alanlara Batı ve Ortadoğu kültürlerini taşıdılar. Bu dinlerin yayıldıkları yörelerde yaşayan insanlar, bu dinleri benimsemelerinin yanı sıra Hıristiyan ve İslam kültürlerinden etkilendiler.
Araplar, İslamiyet’in yayıldığı yerlerde yaşayan toplumları asimile ederek Araplaştırmaya çalıştılar. Acemler ve Türkler, Araplaştırma politikalarına karşı koyarak özgünlüklerini korudular.
Acemler, Arapların Nebati Devleti’nin üretimi olan Arap Alfabesini kullanmaktadırlar; Türkler ise, İslam olduktan sonra Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar Arap Alfabesini kullandılar. Türkler, Cumhuriyet Döneminden itibaren Yeni Türk Alfabesi olarak adlandırılan Fenike orijinli alfabeyi kullanmaya başladılar.
Kemal UYSALER - 02.05.2021-İZMİR