Kemal Uysaler’in kaleminden çıkan bu eser eğitim alanındaki deneyimlerin ve anıların kalıcılığını vurgularken, okuyucularına da düşünsel bir yolculuk sunuyor.
Öncelikle bütün sınıflarda Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızı bütün yönleriyle öğrencilere aktarmam gerektiğini düşündüm.
Ayrıca lise son sınıflarda tarih derslerinde okutulan konu, ağırlıklı olarak Osmanlı Tarihidir. Konular arasında Avrupa’da ortaya çıkan olaylara da yer verilmiştir. Önümüzdeki 3,5-4 aylık zamanda öğrencilerimi en uygun çalışma yöntemiyle bu konular üzerinde nasıl çalışmalar yapmamızı düşündüm.
Bu konuda;
Osmanlı Devleti’nin, kuruluş, yükseliş ve gerileme dönemlerinde:
Anadolu, Balkanlar ve Avrupa’da görülen siyasi, kültürel, sosyal ve bilimsel gelişmeler karşısında Osmanlı İmparatorluğu’nun durumu nasıldır? Bunu çok iyi irdelemek gerekir.
Osmanlı Beyliği kurulduğu anda, Anadolu ve Balkanlarda küçük beylikler vardı; bu nedenle bu yerlerde siyasi birlik yoktu. Bizans, İstanbul sınırlarına sıkışmış, Katolik ve Ortodoks mezhepleri tartışmaları ayrılıkları ortaya çıkarmış, tekfur adını alan valiler de merkezi tanımaz durumdaydılar.
Osmanlılar, Anadolu’daki dağınıklıklardan yararlanarak, Anadolu’da siyasi birliği sağladı, Balkanlarda güçlü devlet olan Avusturya ve Almanya’ya kadar olan bölgeleri egemenliği altına aldı. Bizans’a son vererek, yükselme dönemine girdi.
Avrupa’da:
Hümanizma hareketleriyle insan sevgisi, insan hakları gibi insani değerler gelişmeye başladı.
Rönesans hareketleriyle resim, heykeltraş ve mimari alanlarda önemli gelişmeler ortaya çıktı ve sanattan zevk alan bir kitle oluştu.
Okyanuslara dayanıklı gemi yapım sanatı gelişti, bu gemiler ateşli silahlarla donatıldı. Dümen keşfedildi. Pusula kullanılmaya başlanıldı. Böylelikle okyanuslara açılındı. Yeni yerler keşfedildi. Akdeniz eski siyasi ve ticari önemini kaybetti. Bunun yerine okyanus kıyısındaki devletler önem kazandı. Sömürgecilik başladı. Sömürgelerden çok miktarda Avrupa’ya altın ve gümüş gibi değerli madenler gelmeye başladı.
Matbaanın yaygın bir şekilde kullanılması ve kâğıt yapımının yaygınlaşması sonucunda Avrupa’da okur-yazar sayısı hızla arttı. Böylece bilgi devrimi oluştu. Ayrıca dinde yapılan reform hareketleri sonucunda Latince olan İncil, ulusal dillere çevrilerek, insanların dinlerini aracılar olmadan öğrenmeleri ortaya çıktı. Yeni mezheplerin oluşmasıyla Katolik kilisesi sarsıldı, eski önemini yitirdi. Laik düşünce yayıldı.
Deney yapımı sonucunda tıp, kimya, fizik, biyoloji gibi alanlarda çok önemli gelişmeler sağlandı. Böylece bilim devrimi oluştu.
Akılcılık öne çıkarıldı, insan sevgisi, insan hakları, hoşgörü gibi değerler oluştu, bunlara bir de matematik kullanımı eklendi ve aydınlanma ortaya çıktı.
Ateşli silahların kullanılmasıyla birlikte; Ortaçağ’a özgü savunma araçları olan kaleler, surlar ve şatolar yıkıldı, Derebeylik sistemi ortadan kalktı, Merkezi krallıklar oluştu. Krallar, her zaman savaşa hazır sayıları yüz binleri bulan profesyonel ordular oluşturdular.
1789 yılında, Fransa’da burjuva sınıfının öncülüğünde bir sosyal devrim gerçekleşti. Ekonomiye sahip duruma gelen burjuvalar, siyasette de etkili olmak için bu devrimi gerçekleştirdiler, krallığa son verip, yönetimi ele geçirdiler. Bu devrim sonucunda burjuva sınıfının çıkarlarını savunan ve koruyan bir burjuva ideolojisi olan milliyetçilik doğdu.
Makine yapan makinalar ortaya çıktı ki, bu bir sanayi devrimidir. Topraktan emeğini koparanlar, özgürleşen emeklerini ücret karşılığı sanayicilere satmaya başladılar. Hızlı bir kentleşme ve bir sosyal sınıf olan işçi sınıfı ve bu sınıfın öncülüğünü yaptığı bir sosyalizm bilimi oluştu.
Avrupa’da oluşan bu gelişmelerin, Osmanlı İmparatorluğu’na yansımaları öğrencilere aktarılarak, öğrencilerin bilinçlenmelerini sağlamam gerektiğini düşündüm.
Merkezi krallıkların kurulmasıyla güçlü devletlerle karşı karşıya kalınması, bilim ve bilimsel devrimlerle sanayi devrimlerin Osmanlı Devleti’nde yapılmamış olması ayrıca milliyetçilik ideolojisinin ortaya çıkması, Osmanlı Devletini duraklama ve gerileme dönemlerine girmesine neden olan dış etkenler oldular.
Osmanlı Devleti’nde duraklama ve gerilemeyi ortaya çıkaran iç nedenlerin başında: saray masraflarının artması, vergi gelirleri ile savaşlarda elde edilen ganimetlerin azalması; tarikatların bir kurt gibi devleti ve toplumu kemirmesi, İstanbul ve Eyalet isyanları, çocuk yaştaki ve dengesiz kişilerin padişah yapılması bu nedenle de sarayın devlet işlerine karışması. Medreselerin bozulması, bilim, teknoloji, sanat ve felsefeden uzaklaşılması.
Osmanlı İmparatorluğundaki yükselme-duraklama ve gerileme dönemleri olarak belirtilen dönemleri ortaya çıkaran iç ve dış nedenlerle; Avrupa’da görülen gelişmeler, karşılıklı tartışma şeklinde yapılarak, dersleri işlenmeyi planladım.
Çünkü öğrenciler, bir taşıyıcı, bir bilgi hamalı değildirler. Bu nedenle, öğrenciler, yaşamlarında kullanacakları gereken bilgilerle donatılmalı ve bu bilgilerin kullanılması yeteneğinin öğrencilere kazandırılması gerekir ki, bu da eğitimdir. Maalesef eğitim, okullarda öğrenci davranışları merkezinde değerlendiriliyor. Bu değerlendirmeyi yanlış olarak düşünüyorum.
Tarih, matematik gibi olaylar arasında bağlantı kurmayı, bir neden sonuç ilişkilerinin görülmesini sağlar. Batı ile Ortadoğu’yu karşılaştırdığımızda: Batı’yı Ortadoğu’dan ayıran Akılcılık ve Matematik olduğu görülür.