İnsan oğlunun ömrü ve iyi olduğu zaman ebetteki Allahın izni ile nice ramazanlar ve bayramlar nasip olur derim. Bugün de sizlere sağ salim eriştiğimiz Ramazan Bayramı’nın eski yıllarda nasıl kutlandığını Kalemimin yazdığı ve aklımı erdiği kadar yazmak nasip olur dileğiyle.

Ramazan bayramı diğer adı da Şeker bayramı olarak biliniyor. Bakın Şeker lafı geçince aklıma gelen bir şeker bayramını da sizlere yazmak lüzumunu duydum. Eski yollarda Karaman’da bir ortaokul ve üç tane de ilkokul (Gazi Mustafa Kemal, Güneş, Cumhuriyet) vardı. 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda eski yıllarda öğrenciler az olduğu için Karaman belediyesi zabıtalara görev vererek tören alanında ilkokul öğrencilerine kağıtlı şekerler verirlerdi. İşte bundan dolayı da o yılların ilkokul öğrencileri de hep şeker Bayramı’nı da iki olarak anarlar ve sevinirlerdi.

Gelelim bayram günümüze; eski yıllarda bayramlaşmalar bir çok mahallelerde ve köylerde bayram namazından sonra cemaat cami önünde tek sıra halinde bayramlaşılır dilek ve temenniler söylenir ve de bazen de şeker, lokum dağıtılırdı. Cemaat bayram namazından çıktıktan sonra o mahallenin hali vakti yerinde olan bir aile cemaate buyrun bayram yemeğini biz de yiyelim der arzu edenler bu daveti icabet ederlerdi. Ayrıca bu aile Mahallesi’nde bulunan fakirleri de bir gün önceden davet edilirdi. Eski yıllarca evvelki yazılarımda da belirttiğim gibi büyük avlar ve odalar olurdu onun için gelen misafirlerin kalabalıklar sorun değildi.

Bayram yemeğine gelen misafirler ve ev sahipleri hep beraber bir sofrada oturulurdu. Çok kalabalık olur ise erkekler, kadınlar ve çocuklar için ayrı sofralar kurulurdu. Yemekler ebetteki mevsimine göre yapılır ve ikram edilirdi. Sofra büyük yuvarlak tahta siler, oturulan yerlere de büyükçe sofra bezleri serilirdi. Ayrıca uzunca ve herkesi dolaşacak şekilde kesintisiz peçete tabir ettiğimiz yumuşak bezler serilir ki yemekler ve diğer yiyecekler buralara dökülsün kişiler üzeri batmasın diye..

Büyük sofralara yemekler üç ayrı yerlere birer tabakta konulurdu. Herkesin önünde tahta kaşığı ve çatalları vardı herkes bu taslardan ortak çorbaini içerler, arkadan gelen Yemeklerde aynı şekilde sofranın üç yerine konur yine de hep beraber kişiler kollarının uzanabildiği tabaklardan yemeklerini yerlerdi. Bayram yemeğinin Karaman’da yaz kış olmazsa olmazı olan çiçek bamyası ve yaprak sarmasıdır. Bir de tatlı olarak zerde ve sütlacı olurdu.

Hani su böreğini unutmayalım derim. Diğer yemekleri yazmıyorum çünkü… Yukarıda da yazmıştım her mevsimine göre yemekler yapılır ve ikram edilirdi.

Yemekler yendikten sonra sofrada bulunan bir kişi yemek duasını yapar ve herkes sofradan ayrılır ve evvelce hazırlanmış ibrikler el yıkamak için leğenlerle beraber el havluları vardır. Bunlarla birlikte imkânı var ise çay hazırlanır gelen misafirlerle hem bayramlaşılır hem çay içilir ve bayramın özelliği olan bayram şekeri ve lokumu ikram edilirdi. Bütün bunların yanında evin büyüğü gelen çocukla şeker ve ufak da olsa paralar verilerek bayramlaşılır.

Bayramlaşma akrabalar arasında ile önce büyüklere gidilir onlar ziyaret edilirdi. Tatlı ve huzurlu bir ortamda bütün akraba ve eş dostlar üç gün neşeli sağlıklı bir bayram yaparlardı. Bu yazın sonunda sizlere Karaman’ın değerli ailelerinden duru ailesinin bir bayram hatırası resmini koymak istedim. Bu fotoğrafı ben 1009 74 yılında rahmetli tüccar Ziya duru amcanın hatırası ve anisi olarak sunuyorum. Bütün Müslüman aleminin ve Karamanlı hemşerilerimizin de ramazan bayramlarını kutlar sağlıklar dilerim…