Üretimdeki artı değeri ellerine geçirenler, bunun aracılığı ile toplum üzerinde kurdukları mal ve saltanat üstünlüklerini korumak ve sürdürmek için dinleri araç olarak kullanıp, her zaman bir oyun olarak, iç ve dış düşmanlar yaratmışlar ve de yaratmaya devam etmektedirler.

Birkaç örnek vermem gerekirse;

Anadolu’nun Türklerin eline geçmesi sonucu Hindistan ve Çin’den gelen mallara yüksek vergiler vermeleri karşısında, Selçukluları düşman göstererek, Türkleri Anadolu’dan sürüp atmak amacıyla Doğu Avrupa toplumlarını Anadolu’ya yönlendirebilmeleri için; Hıristiyan din adamları, kutsal toprakların ve Kudüs’ün Müslümanlardan kurtarılmasını ileri sürerek, yığınları Kudüs’e yönlendirme aşamasında dini kullanmışlar ve 1096 yılında Anadolu’ya girip, 1099 yılında Kudüs’ü ellerine geçirmişlerdir.

Balkan Devletleri, Osmanlıları düşman göstererek; Müslüman olan Osmanlıları Balkanlardan atmak amacıyla aralarında din ekseninde birleşerek; Haçlı Güçleri oluşturmuşlar; ilk haçlılarla Osmanlılar arasında 1364 yılında başlayan Haçlı Savaşları, 1448 yılında kesintiye uğramış ancak 1683 yılında Osmanlıların uğradığı Viyana bozgunu, Avrupalı devletleri tekrar bağlaşmalar yapmaya yöneltmiş ve Osmanlı Devleti’ne karşı saldırılar başlatmışlardır.

Fransa;

İngiltere ve Rusya ile savaş durumunda olduğu bir ortamda; İngiltere’nin Avrupa karasında toprağı olmadığı için, İngilizleri Hindistan’dan koparmak ve böylece güçsüz bırakmak amacıyla, Fransız Generali Napolyon Bonaport Osmanlı toprağı olan Mısır’ı 1792 yılında işgal etmiştir.

Napolyon, Mısıra girdiğinde: “sizleri Osmanlı zulmünden kurtarıp, İslamiyet’i özgürce yaşamanız için Mısır’a geldim,” diyerek, Osmanlıları düşman göstermiş ve dini araç olarak kullanmıştır.

ABD;

I. Dünya Savaşına girerken Almanların saldırgan olduklarını ileri sürerek, Almanları,

II. Dünya Savaşına girerken de faşizmi,

1947 yılından itibaren de Sovyetler Birliği ile başlattıkları soğuk Savaşta da komünizmi,

Nihayet, Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra bu kez kökten dinciler olarak İslamları düşman olarak göstermiştir.

Hitler,

I. Dünya Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleriyle yapılan ve Almanya’nın bitişi anlamına gelen Ver say Antlaşması ekseninde;

Yahudileri ve komünizmi düşman olarak göstermiştir.

İnsanların kutsal değer olarak algıladıkları dinin araç edilerek; düşman yaratma oyunları, sanırım insanların olgunlaştığı toplumlarda son bulacak ve insanlar, insanca yaşayacakları ortamları oluşturacaklardır.