Merhaba KARAMAN’IN SESİ GAZATESİ Okuyucuları
Bu hafta konumuzu sizlerden gelen talepleri dikkate alarak boşanma davası olarak seçtik. Ancak özel olarak boşanma davasında müşterek çocukların durumu daha dikkatli olarak ele alınması gerektiğinden konumuzu boşanma davasında çocukların durumu olarak özelleştireceğiz.
İnsanlık tarihini başlangıcından itibaren aile kurumu sağlıklı toplumların yapı taşı olmuştur. Aile kurumu eşlerin birbirine karşı duydukları sevgi, saygı ve hoşgörü temeli üzerine kurulması gereken ve evliliğin meyvesi olan çocuklarla büyüyüp genişleyen bir kurumdur.
Aile kurumu günümüzdeki modern hukuk sistemlerinde evlilik ile kurulur. Her ne kadar sevgi ve saygı temellerine dayansa ve evliliğin başlandığı gün iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya kadar sözleri verilse de hayat şartları, evlilik döneminde yaşanan olaylar ve sayamayacağımız bir çok sebepten ötürü çiftler boşanma yoluna gitmektedirler.
Öncelikle boşanmak, evlenmek kadar normal bir olaydır. Maalesef ülkemizde boşanma aşamasında olan çiftlerin bir çok konuda anlaşmazlık yaşaması, özellikle karşılıklı olarak birbirlerine duydukları öfke nedeniyle fiziki veya psikolojik olarak zarar vermesi her gün karşılaştığımız haberler haline gelmiştir. Fiziki veya psikolojik olarak zarar verilmese dahi evlilik birliğini belki yıllarca sürdüren eşlerin hayatlarında büyük bir değişiklik yaşaması ve yaşanan değişikliğe uyum sağlama konusunda zorlanması gayet olağan şeylerdir. Tabi ki bu değişlik ve değişikliğe uyum sağlama konusunda zorlanmak hiçbir şiddet olayını normalleştirmemektedir. Şiddet kimin kime uyguladığı dikkate alınmaksızın kötüdür.
Yetişkin olarak nitelendirilen, çocuklara göre hayat tecrübesi daha fazla olan eşlerin dahi boşanma döneminden olumsuz etkilendikleri dikkate alındığında çocukların boşanma olayından eşlere göre çok daha fazla problem yaşayacakları aşikardır.Boşanma davası açıldığında müşterek çocukların ( ortak çocuklar, hukuken davanın taraflarının annesi ve babası olduğu çocuklar ) anne ve babadan kiminle kalacağı ( bu durumu hukuken davanın devam ettiği ve kesin bir karar verilmediği sürece geçici velayet olarak adlandırıyoruz ) ve geçici velayetin kendisinde olmayan ebeveyn ile çocukların ne zamanlar ve nasıl görüşeceği ( bu durumu hukuken kişisel ilişki tesisi olarak adlandırıyoruz ) konularında karar verecek olan mahkemenin dikkate alacağı en önemli hususu ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI olarak adlandırıyoruz. Çocuğun üstün yararı ilkesi Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde yer alan ve çocuğun sadece boşanma aşamasında değil, çocuğun olgunlaşma aşamasında; anne ve babanın yokluğu durumlarında ve sosyal hayatın içerisinde çocuk için en ideal şartların sunulmasını ifade eder.
Bu durumu şöyle ifade etmek için şöyle bir soru sorabiliriz : ‘’ ÇOCUK KELİMESİNİ TEK BİR SIFATLA TANIMLAYACAK OLSANIZ BU HANGİ SIFAT OLURDU? ‘’
Gerek boşanma aşamasında olan çiftlere, gerek mutlu bir evliliği sürdüren çiftlere sorduğumda bu soruya en çok verilen cevabın ‘’MASUM’’ olduğunu söyleyebilirim. Belki bir çok okuyucumuz da bu soruyu okuduğu zaman aklına ilk gelen kelime masum olmuştur. Çünkü çocuklar masumdur, küçüktür ve onların haklarını savunacak fikirlere ve insanlara ihtiyaçları vardır.
Bizim hukuk sistemimizde de suç işleme şüphesi altında ifadesi alınacak çocuklar ergin insanlar gibi şüpheli olarak adlandırılmamış ve suça sürüklenen çocuk olarak ifade edilmiştir. Kanunumuza göre suça sürüklenen çocukların ifadesinin alınması sırasında da , suçun mağdurunun da çocuk olması ve beyanının alınması halinde de istemi olmaksızın zorunlu olarak bir avukatın görevlendirilmesi gerekmektedir.
Gerek bizin iç hukuk kurallarımız, gerek tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler bile çocukları korumaya çalışırken tam da boşanma aşamasında çocuklarımıızın en çok korunmaya ve desteklenmeye ihtiyaçları olduğu dönemde maalesef ki bazı anne ve babalar boşanma sürecinden en olumsuz anlamda etkilenecek çocukları düşünmemektedir.
Tam da bu düşüncesizlik dolasıyla çocukların hayatında büyük bir travma gerçekleşmekte ve bu durum sosyal hayatlarına, psikolojik durumlarına, akademik kariyerlerine kısaca hayatlarının her bir noktasına zarar vermektedir. Hatta bazı araştırmalara göre çocukların kötü alışkanlıklara başlamalarını bir travma ile tetiklendiği ve boşanma sürecinin bunlardan biri olduğu belirtilmektedir.
Değerli anne ve babalar daha önce de bahsettiğim gibi evlenmek gibi boşanmak da doğal bir olaydır. Ve bu doğal olaydan en çok çocuklar etkilenir. Örneğin bu durumu yağmurun dolu şeklinde yağmasına benzetebiliriz. Dolu olarak yağan yağmur büyük ağaçlara zarar veremese de yeni dikilmiş fidanları hayattan koparabilmektedir. Çocuklar sizin eşlerinize karşı kullanacağınız kozlarınız veya silahlarınız değildir. Anlaşamasanız dahi boşanmanın karşı tarafı sizin için eski eş olsa dahi çocuklarınızın annesidir, babasıdır.
Zaman her şeye gebedir demiş eskiler. Hayatın hiç kimseye ne getireceğini de bilemeyiz. Somut olarak daha önceki bir dosyamda şöyle bir şey gözlemlemiştim. Boşanma aşamasında müşterek çocukların geçici velayeti ebeveynlerden birine verilmişti ve bu ebeveyn çocukları diğer ebeveyne karşı doldurmaktaydı. Bu yüzden çocuklar kişisel ilişki günlerinde beraber yaşamadığı ebeveyni ile görüşmek istememekteydi. Maalesef dosyanın devam ettiği aşamada geçici velayete sahip ebeveyn bir kaza geçirdi ve vefat etti. Çocuklar zaten boşanma gibi zor bir süreçten geçerken bir de ailesinden bir üyeyi kaybetmek gibi büyük bir talihsizlik yaşadılar. Daha sonra ise çocuklar kişisel ilişki tesis edilen ebeveyn ile yaşadılar, ilk zamanlar çok zorlandıklarını hatırlıyorum. Yani hayatın hiçbir zaman ne getireceğini bilemiyoruz.
Yazımı sonlandırırken boşanma aşamasında olan anne ve babalara bir kere daha seslenmek istiyorum. Çocuklar bu dönemi en zor geçirenlerdir. Bunu size yansıtamayabilirler de. Boşanma davasının karşı tarafı bir daha asla iletişim kurmayı istemediğiniz birisi olabilir ancak karşı tarafın çocuklarınızın annesi ya da babası olduğunu lütfen unutmayın. Çocuklar sizin davanızı kazanmanızın en büyük anahtarı ya da karşı tarafa eziyet etmek için kullanacağınız silahlar değildir. Çocuklar masumdur, çocuklar küçüktür. Çocuklar çocuktur…
Av. Halil Sabri ÖZKAN