Ramazan ayinin İslam alemindeki insanların yaşamlarında bir düzen ve bazı kurallara tabi olarak yaşamlarının değeri de sağlığı olduğu kadar hayat yaşamlarının doğruluğu, dürüstlüğü ve de her türlü fedakarlıklardan, kaçınıldığı gibi iyiliklerin ve de yardımlaşmalarının daha da samimi, içtenlikle yapılarak toplumun da huzur ve refahı bakımından her türlü maddi, manevi olanaklarla yaşamların devam etmesidir derim.
Eski yıllarda Ramazan ayinin bereketi, birliği ve dayanışmaları yalnız mahallelerde ve aile birliklerinde değil çarşı esnafında ramazan ayındaki bir gün deliklerine ve de olmuş çalışmalarını kısa yazmak istedim.
Elbette ki Ramazan ayinin huzuru ve insanlardaki bağlılıkları tabiidir ki çalışma hayatında çarşıda da vardır. Ben sizlere Karamanımızın eski Ramazan ayı yıllarında yaşanan çarşı semtlerinden Şamkapı meydanı ve esnafların ramazan günlüğünden bahsedeceğim. Bu meydanda esnaf olarak; bakkal, helvacı, toptancılar, ayakkabıcılar, fırıncılar, berberler, kahveler, manifaturacılar, Lokantacılar, kalaycılar ve aklınıza hangi esnaf gelirse mutlaka bu meydan ve çevresindeki sokaklarda vardır iki tane hanı kervansaray ve deveci hanı gibi dışarıdan gelen örneğin köy ve kasabalar gibi. Her sabah olduğu gibi esnaflar işyerlerini açarlar ve ramazan ayinin verdiği huzurun içerisinde esnaflar sabahları fazla bir alışverişler olmadığı için sohbetler edilirdi. Ramazan ayı içerisinde gündüzleri top atılıncaya kadar bu bölgedeki kahveler, lokantalar ve pastaneler kapalıdır. Şehrin bazı semtlerinde açık olanlar da vardır. Eski buğday ve Odunpazarı‘nda Kılenin kahvesi, şimdiki eski belediyenin taş binasının arka sokağındaki deli Bekir’in kahvesi gibi. Lokantalarda iftar saatinden önce açılırdı. Gelelim kervansaray Hanı, Şamkapı Meydanı’nda ramazan Günü’nde o yılların bu alanda sembolleşmiş ve halende bir çok yazılarda ve de konuşmalarda isimleri geçenler rahmetle yâd edilmiş. Elif ve onbaşı lakaplarıyla anılar büyüklerimiz vardı. Bunların her biri hakkında zaman zaman yazılar yazılır ve bazı hakikati olmayan Uydurma hikayeleri de vardı ben bunların tamamen yalan ve yanlış olduğunu iyi bilen bir kişiyim çünkü benim yaşam hayatım burada geçmiştir. Babamın 1950 1963 yılları arasında kervansaray han’ın bitişiğinde numune fırını vardı bu kadar derim. Çarşıda esnafın akşam iftar vaktine kadar çalışmalarının yanında eve iftara neler alınıp götüreyim ve konu komşuya bir iftarlar alıp hatırlarını ve de dualarını alayım duygusuyla kalabalıklar fırınların helvacıların, bakkalların önlerinde olurdu. Ramazan’ın olduğu yanında da çarşı esnafı kendi aralarında olduğu gibi sohbete geçenlerle de bir çok şakalar yaparak, hatır gönül yıkmadan günlerini geçirirlerdi. Ben bunları sizlere yazmak isterim bir sakıncası yok ama bu günlerin hatırlarını bazı yönlere çekenlere fırsat vermemek için yazmıyorum.
Çarşı esnafının birlikteliklerindeki bir akşam iftar yemeğini de yazmadan geçemeyeceğim. Oyunlarda büyük lokanta olarak Nuri ve hüsnü Güven kardeşlerin sebze pazarı geçidin‘deki lokantalarında iftar yemeğinde ben bulunurdum. Hizmetin serviste ekmek ve suları dağıtırdım. Kimler mi vardı, o yıllarda bu iftar yemeğini tertip eden başta İbrahim dölek, Mehmet Emin Güven, Diş hekimi Mustafa Sayın, fırıncı Nuri Koçak, dondurmacı Sait Doğan ve kalaycı Fethi Aşırdı. O günleri masrafları rahmetle anıyorum bu kişiler karşılamıştı. Aklımda kaldığı kadar iftara gelenler de bazıları; İbrahim Selek, bakkal Hüseyin, Rıza Tosun, Hamdi Koçak, Muzaffer Keçeci, Mustafa Çolakoğlu, Kahveci Veysel, Karaosman ve Ali Şekerci, Hüsnü Bilgin, Ömer Kamer, Hebebci kardeşler ( Osman, Tevfik, Ömer) Kazım Bacak, Nejat Zeyneloğlu, Şemsi Güç, Abdurrahman Peker, Leblebici Muammer, Osman Akça, Kadir Güneş, İmam Haşim İşmen, toprağın İbrahim, kuyumcu Mustafa Dinç, Ali Kuş, Halit Tanrıver, Bahattin Akın, Mustafa Dölek, Ali Ceylan gibi kişilerdi. Hayırlı ramazanlar dilerim.