İlisıra’ya “Köpük Şölenine” çağrıldık. Özkes boğazındaki dost Kemal Ankaralı’nın bağına geldiğimizde kalabalık bir toplulukla karşılaştık. Ankaralı, tandır üstünde Kazandaki pekmezi karıştırıyordu. Kazan sonra indirilip gölgeliğe taşındı.

Kazanı karıştıran Kemal, işlem hakkında hakkında bilgiler verdi: Üzümler bağdan kesiliyor. Sonra makinada çekiliyor. Çıkan şıra kazana aktarılıyor. Şıra mayalanıp, kestiriliyor. İçine pekmez toprağı (marn) ekleniyor. Marn eklenmezse şarap oluşur. Pişirilirdikçe marn dibe çöküyor. Geceleyin bekletilen şıra donuyor. Sabahleyin toprak dışarıya atılıyor. Bundan sonra şıra yeniden kaynatılıyor.kazan yeniden Gölcüğe alınıp, özel kepçesi ile köpürtülüyor. Kepçeye alınan köpük, kepçeyle tabaklara konulup, konuklara servis ediliyor.

Köpüklü Haftasonu1

Bizler de köpükleri yedik: Miski amberdi yediğimiz. İki kaşığı bile yetiyordu. Daha sonra yanlarında tas, taşıma kabı ile gelenler de bunlara köpük doldurdular. Eskiden Hititler pekmezi bilmez, şarap ve bira yaparlarmış. Ankaralı, bu yılın bereketsiz geçtiğini, geçen yıllara oranla ürünün çok az olduğunu, balcılığın da gerilediğini, küresel ısınmadan zarar gördüklerini anlattı.