Kente geldiğimde, bugünlerin yerine eski günlere gideyim diye düşündüm. Nasıl gidecektim? Durmuş Ali Gülcan, Şikari, Profesör İbrahim Hakkı Konyalı ve Sapancalı Hüsnü ne güne duruyorlardı! Önce Gülcan amcama uğradım. Karaman’ın mahalle kasaba ve köyleri tarihçesini aldım elime. Kaç kez okumuştum. Yazılışına emek de vermiştim. 

Masara köyünün olduğu bölüm dikkatimi çekmişti. Sarı Memiş‘in teyze oğlu Bayram’ın köyüydü. Tarihçe ve coğrafyası anlatılırken “köyün doğusunda Milliada’nın , tarihsel dönemlerden kalma kalıntıların bulunduğu” yazılıydı. Eskiden Morcalı ve Deliçay’ın gür sularının olayı bolca suladığı, pamuk ve pirinç tarımın yapıldığı anlatılıyordu. Gülcan amca yörenin eski adının Miladan yada Milladon olabileceğine değinmişti. Profesor Bilge Umar şöyle diyordu: “Hitit belgelerinde anılan bir Arzawa kentidir.” Milawanda/Milada, Ana tanrıçanın Tapkı yerine giden yolun sahibi olan kent. 

Köylüler bugün de bu ismin bozulmuş ismini Milliada olarak kullanıyorlar. Köyün eski ismi olan Masara’ya gelince Umar şu bilgiyi veriyor:  “Köyün gerçek adı (Ma (a) sa) dır. Anlamı Ma’nın (ana tanrıça) ulu köyüdür. Eski çağlarda Hititlerin yanı sıra bizim bölgede Luwilerde yaşamışlar. Bu iki kavim yakın akrabadırlar. Luwiler çivi yazısı ve hiyeroglif (resim yazı) kullanıyorlar. Bir devlet kuramamışlarsa da yer adları yaygın olarak kullanıla gelmiştir. Hititlerde bundan yararlanmışlardı. Kızıldağ’daki Hartapus anıtındaki yazılar ovadan kalmadır.