Her zaman söylenen bir söz var “yıllar yılı günler günü ve hatta saatler saati” arar ve de anlatır. Bunu yanında da son yıllarda da mevsimler mevsimleri aratır oldu. Bu günlerde Karaman’ ımız da yağan yağmur ve karın da yıllardır olmamış bir Kış Mevsimini yaşıyoruz. Bu zorlu ve soğuk günlerde Eski Yıllarda akşamlar nasıl geçiyor ve nelerle uğraşlar yapılıyordu.
Haydi gelin kış gecelerinde evlerde, mahallelerde ve iş yerlerinde halkımız ne gibi etkinliklere vakit geçiriyorlardı . Bana diye bilirsiniz “ Senin işin gücün yok da hep eskilerden bahsediyorsun?” doğru söylemiş olabilirsiniz amma bakın Atasözlerimiz ve vecizelerimiz, özlü sözlerimiz ve söyleyişlerimizin mutlak bir yaşantımızın sonunda yazılmış ve de söylenmiş sözlerdir ki bizler de bunlardan örnek alarak ve de ders alarak yaşam tarzlarımızı idame ettirmeye gayretle içersin de var olmaya çalışıyoruz.
Bütün bunların ışıkları altında gelin sizlere bir veya birkaç mahallede kış gecelerinin geçen günlerine (Hafta Sonları) yapılan sıra gecelerinden bir tanesini yazarak yaşama sevinciyle hatıralarıyla anlatalım. Yıllar yılı Sakabaşı Mahallesi ile Koçakdede Mahallesinin yakınlığı ve de komşuluk ilişkileri bir başka idi. Sıra gecelerinin kış günlerinde olmaz ise olmazı Arabaşı Çorbası ve Hamuru ile Mercimek Pilavı Tas Yoğurdu’ dur. Yanında da çeşitli meyveler ve kuru yemişlerdir. Her hafta sonu bir mahallede bir ev de toplanılırdı. Bazı günlerde bu toplantıda çalgı ve çengi de eksik olmaz idi, yenilir içilir ahenk içerisinde gece geç saatlere kadar devam ederken davet edilmediği halde gelen misafirlerde olur idi. İşte şakalar oyunlar ve eğlenmeler bundan sonra başlardı.
Hoş geldiniz tura vuruşları ve arkasından da kahve içme siparişleri yine urayı vuran kişi ve yanında katiple sorulur “kahveyi nasıl alırsın ve içersin? Sademi? Şekerlimi? Orta şekerlimi? “ der turayı siparişi verenin avucuna vurur katipte yazardı. Kahve dağıtımından sonra çalgı grubu çeşitli şarkı ve oyun havalarını çalar ve söylerken içeri yıldırım hızı ile bir kişi elinde tura üstü başı yırtık çeşitli kılıklarla giyimli olarak başlar topluluğa “ Benim Gibi Olun “ diye turayı rastgele kişilere vurmaya başlar bu arada bir kişi o EBE gibi olur ve oyun burada biter. Gülüşmeler konuşmalar yanında içilen sigara dumanları arasında pat diye lambalar söner ne oluyor derken elinde bir fener ile içeriye arap gibi karalanmış bir şahıs girer ve “ Ben burada bir yabancı arıyorum “ der toplumdan bir kişi “ O yabancı nasıl biri tarif et” der demez Ebe o şahsı yanına alır ve yere yatmasını söyler yüzün koyun yatan kişi ebenin yardımcıları ile eli ve ayakları bağlanır. Eli ayağı bağlı olan kişi orta yere konur gaz feneri söndürülür. Şahıslar yürüyüş yapar gibi yolda yürürler ve “ Bu taş ne arar yolda” diyerek tekmeler ve tura ile vururlar. Taş yuvarlana (İnsan) yuvarlana bir kıyıya geçer yol açılır oyun biter ışıklar yanardı.
Bu gibi her oyun arasında müzik devam ederdi ama bakın bir günlük de olsa uzun kış gecelerinin eğlenceli devam eder ama şakaları da olmazsa olmazı idi. Yine bir gece komşu mahallede de eğlenceler ve sıra geceleri var iken muziplik ya bu evlerden ikramlardan bazıları da çalma yok etme çabaları olurdu. Maksat ev sahibini zora sokmak ve cezalandırmaktı. Bu sıra gecelerinde bazı evler de de pişmaniye de çekilirdi. Çalgı gengiler arasında komşu mahalle ve evlerden gelen kişiler öyle bir saat ayarlarlar ki dalgınlığın eğlencenin iyice koyulaştığı anda ikramdan arabaşı hamuru veya pişmaniye sinileri çalınır götürülürdü. (Burada sizler diyebilirsiniz apartman veya iki katlı bir evde bu nasıl olur. Eski evler tek katlı büyük bahçeli ve kiler li yerlerdi.)
İkram saati gelince içecek arabaşı ve yenecek pişmaniye veya meyveler yok ne oldu. Arar sorar kapı kapı ev sahibi mahalleyi dolaşarak hamur ve pişmaniyeyi çalanları bulur onlarla konuşur gönüllerini yaparak hep beraber onları da bu geceye davet ederek sıra gecesi sabahlara kadar kavgasız, huzurlu ve eğlenceli bir şekilde sona ererdi.
Bu gecelerin yazımı anlatımımızdan eksik olmaktadır. Arada konuşmalar tartışmalar, istekler ve de yaşamlar anlatılırdı ama bunlar tek tek yazamıyorum. Velhasılı vel kelam bir başkadır. Eski Yıllarda Karaman’ da Kış Geceleri der size saygılarımı sunarım.