Karamanoğlu Mehmet Bey'in 1277 yılında yayınlamış olduğu Türkçeden başka bir dil kullanılmayacak fermanından sonra ki yıllarda bu fermana uyularak gü nümüze kadar gelmiştir. Aradan geçen yıllar ve Türk dilindeki devrimler açıklamalar ile özdeşleşmiş bir Türkçe diline hala kavuşamadık.
Türk Dil Kurumunun ve diğer ilgili kurumların ciddi çalışmaları ve çıkarmış oldukları Türkçe ile ilgili dergiler, makaleler, bildiriler, sözlükler yanında her yıl yapıla gelen dil üzerine yurt içi ve yurt dışı bilim adamlarının da katılımlarıyla yapılan değerlendirmeler seminerler vermiştir. Bu konu üzerinde çok uzun süreli yazılar yazılarak büyük gazete, mecmua ve televizyon haberleri ve de yorumcuları tarafından eleştirilmiş olsa da neticenin her yıl daha verimli ve başarılı geçtiğini de göz ardı demeyiz. Bu benim naçizane fikrim ve görüşümdür.
Türkçe üzerinde ve dil üzerinde sizlere çok geniş fikirler ve bilgiler vermek isterim amma benim branşım ve felsefem buna yetmez ve hakkımda yok demekle de saf dışı olmak istemem. Bütün bunları bir ön söz olarak veya kısa açıklamaların neticesinin nereye varacağını da bilmek gerekmektedir. Mademki Türk dilinin başkenti Karaman'dır diyoruz gelin yıllardır bir Karaman olarak nasıl ve ne gibi faaliyetlerle katkıda bulunmuşuz? İlk başlangıcımız 1961 yıllandır. Bu yıldan bugüne kadar coşkulu, inişli yokuşlu, başarılı başarısız birçok Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre'yi anma törenleri yaptık. Bunda bir fikir bilgimiz vardır herhalde olması da gerekmektedir.
Geçmiş yıllardaki basın yayın, televizyon ve radyo yayıncılığının az olması ve bu büyük yayın organlarına ulaşılıp yapacağımız ve yapıldıktan sonra da yorumlarımızı yazıp anlatma imkânlarımız yazıp anlatma imkanlarımız çok ama çok az idi. Fakat yine de bugün ki imkanlar ve olanaklar karşısındaki eski çalışmalarımızın hakikaten başarılı olduğu kanaati hâsıl olmuştur.
Türk dili ve Yunus Emre'yi anma törenlerinin yapıldığı yılın hemen ertesi yıllarda ne gibi geniş kapsamlı yapılacağı hakkında komitelerimizin verdiği raporlarla aydınlığa çıkarılıp kararlar alınırdı. Bu çalışmalarımız bizlerde sadece kaymakamlığa, valiliğe, belediye baş kanlarına bu anma törenlerini yüklemeden Karaman halkının ve sivil toplum örgütlerinin birliği ve fikirleriyle yürütülüyordu. Şöyle ki; birçok komiteler kurduk. 1. Basın komitesi, 2. Misafir ağırlama ve karşılama komitesi, 3. Yemek ve yatma komitesi, 4. Salon ve sergi gibi işler komitesi, 5. Anma törenlerinde konuşmacıların araştırılıp ve tespiti ile ilgi komite, 6. Tören ve şenlikler komitesi, 7. Spor ve değer eksi içişlerin yapıldığı komite, 8. Mali işler ve reklam işleri komitesidir. Bütün bunlar çalışmalar anma törenlerinin bittiği yılda en genç bir ay içeri sinde gelecek yıllardaki hazırlıklarını yaparlardı. Yukarıda bahsettiğim gibi raporlarla durum aydınlatılırdı. Gelelim son yıllarımıza, acı olacak ama eski yıllarımıza nazaran ben şahsım olarak yıllarca içinde bulunduğum bu anma günlerimizle bugününü hiçte başarılı bulamıyorum. Tamamen halktan ve sivil toplum örgütlerinden kopmuş, sessiz sedasız bir iki günde yapılan sade törenler ve konuşmalarla geçiştiriliyor.
Sayın ilgilileri burada hiçbir şekilde suçlamak veya aşağılamak fikrinde olmadığım gibi niyetinde de değilim. Şöyle ki, bazı konularda sessiz ve duyarsız kalıyoruz. Bakın iki ay sonra Mayıs’ın 15'inde Türk Dili ve Yunus Emre'yi anma törenleri yapılacak amma hiçbir basında ve diğer kumlarda ne gibi bir hazırlıkların, çalışmaların yapıldığı konusunda duyumlarımız yoktur, Haydi, kış uykusundan uyanalım da bahara dinç ve parlak bir çalışma aydınlığı içerisinde çıkalım. Bütün çalışmalar ülkemiz ve Karaman için olsun.