İnsanların çalışma hayatlarının yorgunluğu ve bu yorgunluğunun mükafatı olan temiz bir havada dinlenmesi ve de eğlenmesi onlara bir haftalık morallerinin ve sağlıklarının da iyileşmesi demektir. Belki bu tarifim biraz zayıf oldu ama ben sizlere eski Karaman’ımızdaki mesire yerlerimizi ve yapılan işlerin neler olduğunu yazar ve sizde okurken bunlarında hasretini gidermiş olursunuz.
Karaman’ımızdaki belli başlı mesire yerlerimizi bildiğim ve yaşadığım kadarıyla sıralıyorum. Devlet demir yolları ve istasyon parkı, elektrik santrali ve ağa değirmeni (Sakabaşı Mahallesinde), Şeker Pınarı ve Kalpaklı Değirmeni, Kazalpa Deresi ve Köprü Başı kale civarı, Fisandun Deresi ve köyü, Hüyük Değirmeni ve Gavurlar Mezarlığı (Harman yeri siyahyer Mah.), Deli pınar ve ŞarözünBağları . Bu yazdığım yerlerin mesire olarak kullanımları 1960 yıllarına kadar sürdü ve yavaş yavaş yok oldular.
Haydi gelin bu mesire yerlerinden neler olurdu yazalım. Eksiğiylede olsa bu eski birlik ve beraberliğin ruhunun nasıl kaynaştığını, hiç birbirlerini tanımayan ailelerin samimiyetlerini buralar bizlere her hafta yaşatmakta idi.
Haftanın son günü Pazar günlerinden bir gün önce bu mesire yerlerinden birine gidilecekse buraya ya komşularınızla veya hısım akraba il konuşularak kararlaştırılırdı. Bir de burada ne içilecek ise paylaştırılırdı. Birileri batırık malzemelerini , birileri çay ve yiyeceklerini, birileri kuru yiyecekler, ayrıca et ve mangal işleride bir kişi yapar sonra ücreti teslim edilirdi.
Bir Pazar günü sizlere en çok gidilen ve kalabalık olan mesire yerimiz Karaman Devlet Demir Yolları ve İstasyon Parkı idi. Buraya şehrin çeşitli mahallelerinden gelen kişilerin ( Akraba ve komşuların buluştukları ilk yer) buluştukları birinci istasyon caddesi , Aktekke Cami ve Hacı Beyler Çeşmesi ve de alanı, İstasyon Cadde’ sinin sağı ve solu tamamen kavaklarla kaplı idi. Bu yol tam bin metredir. Etrafında hiçbir ev yok idi yalnız istasyona giderken sol tarafta Gazi Mustafa Kemal İlkokulu ve biraz aşağısında Kurşunların ahşap bahçe evi vardı. Sonra burası bakımsızlıktan yıkıldı ve her taraf tarla idi taki istasyona gelinceye kadar istasyona gelince sağ tarafta aşağı yukarı 15-20 bin metre karelik bir alan park idi. Bu parkın hemen hemen yarısı düz kullanılmayan bir yerdi. Bu alanda futbol maçları ve 19 Mayıs Bayramı, 30 Ağustos Bayram , ( O yıllarda Karaman’ da Topçu ve Süvari Alayı vardı) törenleri yapılırdı. Diğer bayramlar ise şehirdeki Cumhuriyet Parkı ve çevresinde yapılırdı. Yazarken daldan dala atlıyorum, dedim yazma ile anlatım çok değişiktir. Bu istasyon parkı bakımı Karaman Belediyesine aittir. Buranın parktan sorumlu bahçıvanın ise parkçı Hüseyin Özdağ ( Hisar Mahallesinde oturur Saray holdinglerin sahibi Sami-Ahmet-Hasan ve Bahattin’ in amcaları olur). Bu park içerisinde piknik yapmak yasaktı ve rahmetli Hüseyin amcada torpil denilen şey geçmezdi. Çiçekleri ağaçları hele hele ıhlamur ağaçları onun göz bebekleri idi.
Be adam sen hani bize mesire yerlerinde neler olurdu onları yazacaktın? Dersiniz ama amılarım ve hatıralarım beni bu şekilde bazı olaylara kaydırıyor.
İstasyona gelenlerin bir gündeki yaşamları çok çeşitlidir. Fazla detaylara girmeden kısa kısa yazmaya çalışacağım. Buranın en önemli özelliği bol ağaçların olması, gölgeli ve suyu, tuvaleti olması yanında da trenlerin gelip gitmesidir. Bu Karaman tren istasyonuna gelip giden yük trenleri günde iki gidiş iki geliştir. (Konya istikametinden gelip Adana yönüne giden ve aksi yönden gelenlerdir.) iki gidiş iki gelişte posta (yolcu) trenleri vardı. Bunlardan birisi Haydarpaşa, Bilecik, Kütahya, Afkonkarahisar, Eskişehir, Konya, Karaman, Ulukışla, Adana ve Kurtalan’ a giden saat 13 veya 14 de Karaman’ a gelirdi. Bu aynı posta trenin peri dönüşü Kurtalan-Haydarpaşa ise saat 18-19 da olurdu. İkinci yolcu treni ise İzmir-Karaman olup oda Karaman’ a saat 11-12 arası gelirdi. Dönüşü ise Kurtalan-İzmir ise 15-16 arası idi. Bu saatler zaman zaman değişirdi. Trenler istasyona geldiği zaman halkın kalabalığından trendeki yolcular inip çemeden su diğer ihtiyaçlarını hüfeden alıp zar zor hallederlerdi. Karaman halkı genci yaşlısı, çocuğu genci her tren vakti burada bulunur yolcuları tanısın tanımasın uğurlarlardı. Bu arada yolcuları bazı satışlar yapılırdı. Karamanımızın meşhur taze kızarmış kuzu başları, esansçılar, meyve satıcıları gibi insanlarında bağırışları arasında hareket memurununişareti ve trenin acı acı çıkardığı ses ve yolcuların el sallamalarıyla halkımızda getirdikleri ve piknik yaptıkları ağaçların altlarına gelerek otururlardı.
Eh kardeşim anladık ya bu insanlar buralarda neler yaparlardı?
İnsanlar getirdikleri kilimleri veya sergileri çimenlerin üzerlerine sererler otururlardı. Salıncaklar kurulur ateşler yakılır ve çaylar hazırlanır. Evden getirdikleri yiyecekler ve meyveler açılır sofra bezleri (SUMAT’ ta denir) serilir etrafında oturulurdu. Yemek yapanlar da olurdu en tatlı ve bolca olanı kabak kavurması ve bulgur pilavı yanında olmazsa olmazı domates, kuru soğan, acı biber ve maydonozdur. Tabiki getirilen tatlılar börekler sarmalarda var onları unutmayalım. İkindin olmaya başlayınca ve dönüş trenlerinin yaklaşma saatlerinde faaliyet batırık yapma işidir. Bir hengamedir gelir geçer bağrış çağrış, gülüşler, şakalı konuşmalar, çeşitli orta oyunları arasında yapılan batırıklar yakın ve uzakta oturanlarada ikram ediliri.
Bunlar arasında ip atlama, uzun eşek, birdirbir, seksek, mendil kapmaca, halat çekmece, körebe, elim sende, benim gibi ol, beştaş, billi atmaca ve koşmaca gibi de oyunlar oynanırdı. Belki diyeceksiniz daha neler var diye bakın ben yazarım ama sizler bu yıllarda bunları yapıpta yaşayamazsınız da diyebilirim.
Bu mesire yerimizdeki birliklerin ve yapılan dayanışmaların bir çoğunu yazamadım ama bakın bir sonraki mesire yerimiz olan Sakabaşı Mahallesindeki elektrik santrali ve ağa değirmeninde özellikleri ve özentilerini sizlere bekleyiniz der sizlere okurlarımla ve Karaman halkıma sevgilerimi sunarım.