Karaman tarihi ile ilgili bilgileri,15. yy'dan bu yana büyük gezgin Evliya Çelebi'nin yazdıklarından ve 1908'de Tanin gazetesinin il il üklemizi gezerek yaptığı çok kıymetli çalışmasından alabiliyoruz.
“BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri)” arşivlerinden günümüz alfabesine çevirilere baktığımızda az da olsa Karaman'ın sosyal, ekonomik, sanat yapılarına ilişkin bilgilere ulaşabiliyoruz. Ayrıca, 17 ve18'inci yüzyılda Avrupalı gezginlerin kurşun kalem veya sulu boya çizimlerinden kentimizin çeşitli görsellerine ulaşabiliyor, fotoğraf makinasının kullanılır olması ile Padişah 2. Abdülhamit'in, Openhaim isimli fotoğrafçıya çektirdiği resimlerden geçmişimizi izeyebiliyoruz. Padişahın, egemen olduğu ülke ve kentleri fotoğraflatma çalışması Karaman ve Kazımkarabekir'e ilişkin görsel bilgiler veriyor. Fotograflarda,1889 yılına ilişkin kentimizin net görüntülerine ulaşılıyor. Bu fotoğraflarda, yapılar, yurttaş giyim ve tavırları göz önüne geliyor.
Karaman Şer-iye Sicil, Ahkam, Mühimme defterleri, Temettuat defteri gibi, geçmişimize ilişkin ayrıntılı bilgi veren belgelerden edindiğimiz bilgiler ışığında Karaman’ın 35 ile 38 arasında mahallesi olduğunu öğrenebiliyoruz. Geçmişi on binlerce yıla dayanan kentimizin Luviler, Hititler dönemlerinden bu yana “lanta”, ”lalanta” isimleriyle anıldığı, beylik döneminde "Larende” halini aldığı kabul edilmekte. Larende adının, bir sava göre Hitit döneminden 19.y.y. kadar kullanıldığı, klasik Osmanlı belgelerinde de “Larende nam-ı diğer Karaman olarak yer aldığı görülüyor.
Karaman'ın Türklerin hakimiyetine girmesinden sonraki döneme ilişkin elimizde şu veriler bulunuyor. Karamanoğlu İbrahim Bey döneminde 32 mahalleye 23 çeşme ve su yolu yaptırılmıştır. Çeşmelere, su kapalı devre 2 ile 2.5 metre genişliğinde taşla örülü kanallarla ulaşıyor. Tüm kentteki 8 adet sarnıç bu su yolunun havalanmasına, akışkanlık sağlamasına yardımcı oluyor. (Topucak meydanındaki su yolu ve sarnıç örneğini ortaya çıkarmak amacıyla kazı yapılması için belediyeye dilekçe verdim, umarım yardımcı olurlar da kentin beylik döneminin harika mühendisliği ortaya çıkar, Karamanlılar kentin geçmişteki altyapısının örneğini görürler.
Kanuni dönemindeki '1522 Larende Maslağı ve Su Yolu Vakfı' kayıtlarından anlaşıldığına göre, Karamanoğlu İbrahim Bey’in yaptırdığı 23 çeşmeye, kenttin varsıllarının hayır hasenat olarak 27 çeşme eklediği görülüyor. Her mahallede 3 ila dört çeşme bulunuyor, bunlardan özelliği bulunanlardan birisi de 'Aldede çeşmesi –Tartanzade çeşmesi). 1800'lü yıllarda yapılan bu çeşme kent merkezinde eski Hükümet caddesi üzerinde köşe başında, Yunus Emre Orta okuluna giderken Arapoğlu caddesi ile Yunus Emre Orta okulu yolunun kesiştiği köşede bulunuyor. Diğer çeşmelerde olmayan bir özelligi 3x2 m. genişliğinde bir hazneden su akıyor, böylelikle göreceli dinlenme gerçekleşiyor, o oranda daha temiz suyu olduğuna inanılıyor. Hamile kadınlar için su güğümlere doldurularak götürülürdü. Al basanlar götürdüğü için yaptıranın isminden çok “Al dede” çeşmesi olarak adlandırıla gelmiş.
Karaman'daki çeşmelere bakınca kentimizin içtiği suyun geçirdiği evrelerin de farkına varırız. Çeşmelerde gördüğümüz 'ülük', Fisandon'dan gelen derelerin mahalleye akışını sağlayan su yolunun gördüğümüz bölümüdür. Bir de, demir boru ile açma kapama olanağı olan çeşme (armatür) bulunur, bu çeşmeye sonradan eklendigi çıplak gözle bakınca ayrımına (farkı’na) varılan durumdur. (Bu “sağ su” dediğimiz, 1936 yılında o yıllarda ikinci kez belediye başkanı seçilen Halazadem olan Müftüzade Ahmet Öktem'in Lale köyünden kaynaktan künklerle Karaman a getirdiği sudur. Soğuk kış günleri yer düzeyinde kalan bölümleri donar, mahallenin kadınları sıcak güğümle su dökerek açmaya çalışırlardı. Çürük su sürekli aktığı için ancak zemheride çok soğuk olduğunda donardı. Anısı ışık olsun, Milli Şairimiz Bekir Sıtkı Erdoğan'ın şiirindeki dize gibi; "Güğümler çeşme başına dizile dizile bitmez"i ucundan da olsa yaşadım. Evlere sağ su bağlantısı 1960'lı yıllara doğru çoğaldı.
Karaman nüfusunun salgın hastalık, göç gibi toplumu sarsan olaylar sonucu hane sayısında azalmalardan dolayı değişkenlik gösterdiği anlaşılıyor. Osmanlı toplumunun çağın gerisinde kalmamasına büyük özen gösteren; ilk üniversiteyi kuran, Osmanlı toplumunu çağdaş yöntemle yönetmeyi amaçlayan Padişah İkinci Mahmut'un, kayıt altına aldırdığı verilere göre;1840'lı yıllarda toplam nufus 7030 kişi. Bu kayıtlara göre,1842 yılında humma salgını yaşanmış, Müslümanlardan 620, gayri müslümlerden 80 olmak üzere toplam 700 kişi ölmüş. 1840 nufus sayımına göre 15 mahallede 273 haneye kayıtlı 1224 gayrı müslüm bulunmaktaymış. Karaman genelinde ise toplam gayri müslüm sayısının 1327 olduğu görülüyor.
Karaman'da 1845 yılında yapılan nüfus sayımında kent içinde1108 hane olduğu, bunun 95 hanesinin gayrimüslimlerden oluştuğu saptanıyor. Bu hanelerde toplam 3075 erkek nüfus yaşıyor, bunlardan gayrimüslüm olanların sayısı ise 273. Bu sayımlarda kadın nüfus kayıt altına alınmıyor.
Topucak Mahallesi
Karaman'da mahalle isimleri genel olarak o toplumun önderleri, kahramanları, erki elinde bulunduran kişilerinin adlarıyla ya da tarihi, coğrafi özellikleriyle anılıyor. Örneğin toprak kalınlığı 30-40 santimetre olan bölgeye Say mahallesi, kale olan yere Hisar mahallesi, liderin yaşadığı yere Ahi Osman mahallesi deniliyor.
Topucak, kelime olarak öğrenim görülen, okul bulunan yer anlamına geliyor. Mahalleye Topucak adının verilmesi bu özellikleri taşıdığı içindir. Türklerin, Ermenilerin, Rumların birlikte yaşadığı mahalle Karaman'ın en eski mahallelerindendir. Bu mahallede genellikle iki katlı hayatlı “avlulu” avlusu Kasaba taşı döşeli evler bulunuyor. Mahallede Ermeni ve Rumlara ait, sosyal dayanışmanın somut örneği olarak yoksul çocukları barındıran iki katlı barındırma evi ve okul olarak kullanılan hemen Ermeni kilisesinin kuzeyinde geniş avlulu ev vardır. Topucak'ta, Karadağ taşından yapılmış kilise aynı sokağın batı köşesinde Rum kilisesi ve bu kiliseye ek Rum ilkokulu bulunuyor. Rum kilisesinde yenileme çalışması yapılması nedeniyle asitaneden (Başkent İstanbul’dan) yerel yöeneticilere izinsiz yapılaşmaya göz yumdukları için ağır eleştiri aldıklarına ilişkin belgeli kayıtlar vardır.
Topucak mahallesine 18.yy. ile 19.yy. arasında Ammihace, Dahak, Say ve Hatip mahalleleri dahil edilmiştir. Bunlardan Ammihace 24 hane, 113 nufus (en az Müslüman bulunan mahalle, en az Müslüman bulunan bir diğer mahalle de Şahruk'tur) Bu mahallelerden Dahak'ta 14 hane 84 nufus (Redif Kışla-Kanlı Osman Çeşmesi arası), Say'da 15 hane 39 nufus (Parmaklı Cami ile Ermeni Kilisesi arası), Hatip'te 9 hane 24 nufus (Ağa Cami kıble yönü), Ibrıklı'da da 48 kişi (Yeni Hamam ile Hatip arası) yaşadığı kayıtlar altındadır. Bu sayıları erkek nufus olarak belirtmek gerekiyor.
Kentte o dönemde mimar olmasa da, yeni konut yapmanın kuralları var ve uygulaması için mahalle sakinleri muhtarları yetkili görüyor ve bunun düzgün sokak oluşturmak için zorunluluk olduğunu düşünüyor. Örneğin, her evin en az bir cephesinin “tarik-i amm” olarak adlandırılan kamuya açık yola bakması şart koşulan bir zorunluluktur. Aynı şey iş yeri (dükkan) ve tarlalar için de geçerlidir. Bu Beyliklerden Osmanlıya devir olan yerleşme özelliğidir. Bir uzun çarşı ve bu çarşıya açılan farklı iş kollarının yer aldığı bedesten ve hanlar. mumhane, boyahane gibi küçük çarşılar vardır. Üretim ve üretim çeşitliliğine göre azalır veya çoğalır. Bu uzun çarşının yandan ulaşan sokakları da mescitlerle güclendirilir. Sokaklar iş kollarının adıyla anılır. Örneğin attarlar sokak, mesciler sokak ve manifaturacılar sokak gibi. Bunlar kentin üretim çeşitliliği ile çoğalabilir. Bir sokak sağlı sollu olarak 9 haneden oluşur; dördüncü veya beşincide bir çıkmaz sokak vardır. Çıkmaz sokaklar karşılıklı olmayabilir, olsa da bu çıkmaz sokaklar her iki taraf için de geçerlidir. Bu yapılaşmanın örnekleri Topucak'ta olduğu gibi tüm mahallelerde vardır.
Karaman’ı İbni Batuta (İbn Batuta) suları, yeşilliği ile över. Şikari ise Fatih’in emri ile Gedik Ahmet Paşa Karaman’ı ele geçirdiğinde 117 mahalle, 29 hamamı olduğunu yazar. Evliya Çelebi, 1671'de kenti gezip mescide imzasını attığı yılda kentin mahallesinin 32’ye, 29 hamamdan 6 hamama düştüğünü, 7080 ev 23 çeşme ve 470 dükkan, meşhur üç hanın kaldığını ve 4 medreseden ve Dış kale kapısının olduğundan söz eder. Topucak mahallesine Emir Ahmet kapısından girildiğini vurgular.
Karaman'da 1700'lü yıllardan Cumhuriyete dek konut yapıları dinsel anlayışa göre farklılık gösterir. Müslüman halkın konutları kerpiçten tek katlı toprak damlı 70 metre kareye ulaşan 2 göz bir aralıktan oluşur. Hayat (avlu) bölümünde samanlığa ortak duvar kullanılan mutfak vardır. Ermeni ve Rumlarda ekonomik durumu orta ve üstünde olanların konutları zemin taş, üzeri kerpiç veya ağaç hatıllar arası kerpiçli, iki katlı, hayat (avlu) kısmı dıştan merdivenli, balkon (tahtaboş)lu evlerdi. Tamamı özellikle Karadağ taşından, onun üzerinde dıştan merdivenli sahanlıklı bir iki tanesi çift merdiven girişli, sahanlıklı evlerden oluşurdu. Kentin tek katlı evlerinin tabanı sıkıştırılmış topraktı, basık olan tavanları ise yanyana dizilmiş uzun ağaç, kamış ve hasırla kaplanırdı. Bu kaplama üstüne 30 santimetre kalınlığında samanla karıştırılmış toprak serilir, üzeri yuvak denilen aletle yuvularak dayanıklığı artırılırdı. Yaramaz çocuklar, saçaklardan çıkan kamışları çeker bundan ok yaparlardı.
Sokaktan eve ya da avluya büyük ya da küçük bir kapıyla girilirdi. Varlık durumuna göre bu kapı büyük ya da küçük olabilirdi. Tek katlı konutlarda meslek durumuna göre yapılaşma olurdu. Örneğin çiftçi ailelerde ayrı kapıları olan samanlık, ahır, mutfak yanyana dizilir, bunların karşısında ev olurdu. İki katlı dıştan merdivenli evlerde, zemin katlar ahır, depo, kiler olarak kullanılırdı, yaşanan yer üst katlardı. Evin birinci katına taşlıktan ahşap bir merdiven ile çıkılır esas yaşam katında sofa, sofaya açılan odalar bulunurdu. Mutfak zemin katta veya bahçede olurdu. Evlerin tuvaletleri de zemin katta veya bahçenin uzakça bir kenarına yerleştirilirdi.
Mahallelerin sokakları 4 veya 6 metre genişliğinde idi. Düz veya eğimli olmaları fark etmez her sokağın ortasında su yolu olurdu. Bahçesiz sokaklarda bu yoldan yağmur suları akar, bahçeli konutlarda bu su yolu derelerden gelen suyun bahçelere akıtılmasına yarardı. Kimi evler iki kapılı olurdu, biri sokak kapısı direk evin taşlığına (avlu- hayat) ikincisi ( diğeri) sokak kapısından hayat (bahçe) evin yapılaşmamış boşluğuna açılırdı. Evlerin dış kapılarında zarif döküm kapı tokmakları bulunurdu. Pencereler sokağa bakar hemen hemen her evin pencereleri ferforjeliydi. Kimi evlerde cumbalı pencerelerde saksılar içinde rengarenk çiçekler görünürdü. Kimsenin evinin penceresi komşusunun avlusuna (hayatına) bakmaz, aile mahremiyetine saygı gösterilirdi. Evlerde avlu (hayat)da en azından bir dut veya kayısı, avlu az büyük değilse bir dut ve bir asma, bir kısmında da palamut (pelit)bulunurdu. Bodrum 'zerzemi' yalnızca Ermeni ve Rum evlerinde olurdu. Sokaklarda yüksek duvarların üstünde toprakla kamışı bastırılmış üzeri tapışlanmış çelenler vardı,1960’lardan sonra kiremit yerleştirme uygulaması başladı.
Karaman tarihinde 13. yy öncesini belgelerle bilemesek de, Larende kalesinin dokuz surundan Emir Ahmet kapısına dek 32-38 arasında mahalle olduğunu biliyoruz. Eklenen, ayrılan mahallelerle kimi değişiklikler yaşansa da, dini yapılarla, çeşmelerle, kentsel donatı binalarıyla, farklı sivil mimari konutlarıyla Larende'den Karaman’a gelen renkli mahallelerin ilklerindendir Topucak. Kentin en güzel camilerinden olan (1493) olan Araboğlu cami, 2 adet kilise ve gene kentin en güzel hamamı olan Yeni Hamam ile kentte “mimar “tarafından planı çizilmiş, zemin katta her odasında banyosu bulunan ve kuzey güney cepheli zerzemi(bodrum) bulunan Türk konutu (Tartanzade Konağı) buradadır. Topucak, Larende/Karaman tarihi boyunca bir çok ilki barındırır. Başta, kentte yaşayan nüfus çeşitliliğinin kanıtını taşıyan mimarisiyle, özgün dinsel yapılarla, kullanım elverişliliği ve estetiği olan yüksek hamamı ve farklı kültür özelliklerini yansıtan konutlarıyla derinliğine incelemeye gerek duyulan mahalle olarak öne çıkar Topucak.
Topucak, tarihten gelen özelliklerini 1900’lerin ilk çeyreğinden sonra yitirmeye başladı. Sokak boyunca kerpiç üzeri kamışlı duvar yapılaşmalarda gedikler açıldı. Sokakların ve küçük parkın kuzu kerpiç büyüklüğündeki Karadağ volkanik taşlı döşemesi zarar gördü. Sekiçeşme ve Abbas mahallelerinde, yer yer (sokağın boydan boya duvarlı yapılanmaları) bitişik nizam yapılaşmayı bozan bağımsız bahçeli ev yapılaşmaları ortaya çıktı.